Kedi ve köpekler insanların en iyi dostları olarak yıllardır beraber yaşamaktadırlar. Bir çok evcil hayvan sahibi ortak bir konuya oldukça aşikardır. Bu konunun başında pireler gelmektedir. Neredeyse göz ile görülemeyecek kadar küçük bu varlıklar küçük olsalar da evcil dostlarımıza oldukça ciddi zararlar verebilmektedir.
Pireler genellikle hayvandan hayvana geçer ve eğer müdahale edilmezse yumurtalarını bırakarak yerleştiği canlıda üremeye başlamaktadır. Buda yerleştiği canlıya ciddi zararlar vermesine neden olmaktadır. Ümraniye veteriner olarak pire tedavisinde ve pirenin bulaşması konusunda önleyici hekimlik hizmetlerini vermekteyiz.
Pire Nedir?
Pire kanatsız sivrisinek büyüklüğünde kan emici bir böcek türüdür. Pire olarak adlandırdığımız bu böcek aslında 1500 den fazla türü bulunan oldukça geniş bir aile olan Siphonaptera ailesine verilen bir isimdir. Kanatsız olmalarına rağmen pireler oldukça uzak mesafelere zıplayabilme özelliğine sahiptir. Bu özelliği ile saatte 7 kilometre hıza kadar ulaşabilmektedir.
Pireler genellikle tüylü canlıları tercih ederek tüyleri arasında saklanmakta ve kanlarını emmektedir. Türüne göre bir pire 1.5 mm ile 4.5 mm arasında büyüklüğe ulaşabilmektedir. Pireler bir canlıdan diğerine zıplayarak geçiş yaptıkları süreçlerde birçok kan ile bulaşan tehlikeli hastalığı da yanında taşımaktadır. Veba gibi oldukça tehlikeli sonuçlar doğuran hastalıkların ilk olarak pireler tarafından bulaştırıldığı bilinmektedir.
Kedi ve Köpeklerde Pire
Kedi ve köpekler tüylü memeli sınıfında olan canlılardandır. Her iki türde evlerimizde beslediğimiz canlılar arasında yer almaktadır. Ancak iki tür arasında bakım şeklinde bir fark vardır. Kediler dışarı gezmelerine oldukça az çıkmaktadır. Köpekler ise günde bir kaç defa hem enerjilerini atma hem de tuvalet ihtiyacı için çıkmaktadır. Bu durumda pire olayının köpeklerde daha çok görünmesine neden olmaktadır.
Ümraniye veteriner olarak yapmış olduğumuz gözlemler ve tedaviler sırasında evlerinden hiç çıkmayan kedilerde de pire olayına rastlamaktayız. Pireler her ne kadar tüylü canlılarda da yaşasa da insanları aracı olarak kullanabilmektedir. Vücudumuzda ya da kıyafetlerimiz de yer alan pireler buradan evcil dostlarımıza geçiş yapabilmektedir. Bu nedenle kedi ve köpek ayrımı yapılmaksızın tüm dostlarımıza Ümraniye veteriner olarak önleyici hekimlik uygulamalarını tavsiye etmekteyiz.
Kedi ve Köpek Pirelerinin Genel Yapısı
Pire denilince akla kan emen küçük zıplayan bir böcek gelse de binlerce farklı türü bulunmaktadır. Her bir türü de kendi içinde farklı özelliklere sahiptir. Bu nedenle de kedi ve köpeklerde bulunan pirelerde farklı özelliklere sahiptirler. Pireler genellikle lavralamak ve çoğalmak için kan emdikleri bir canlıya konak kurarlar. Pireler tüylü memeli canlılarda bulunsalar da kendilerine uygun yeri terk etmek istemezler.
Zorunlu durumlar haricinde kedi piresi kediler üzerinde, köpek piresi ise köpekler üzerinde yaşamaktadır. Ancak zorunlu olduklarında farklı canlılarda da konak oluşturabilmektedir. Pireler bir canlı üzerinde uygun, sıcaklık ve nem gibi olgular oluştuğunda yıllarca kalabilmektedir. Ümraniye veteriner olarak kedi ve köpeklere farklı tedavi yöntemleri uygulayarak pirelerden kurtulmalarını sağlamaktayız.
Kedi ve Köpeklerde Pirelerin Neden Olduğu Hastalıklar
Pireler konak olarak seçtikleri canlının üzerinde kan emerek yaşamakta ve burada uygun sıcaklık ve nem gibi olgular oluşursa lavralarını bırakarak çoğalmaktadırlar. Pireler yerleştikleri canlıda kan emdikleri için deride kızarıklık bırakmaktadır. Özellikle kedi ve köpeklerde kaşınma dürtüsünü artıran bu küçük yararlar kaşınma ile daha derin yaralara dönüşerek deri hastalıklarına neden olabilmektedir.
Pireler hayvandan hayvana zıplayarak oldukça kolay geçebilmektedir. Bu geçişler esnasında da bir hayvanda olan hastalığı diğerine taşıyabilmektedir. Birçok farklı hastalığın bu şekilde taşınması özellikle kedi ve köpeklerin aşılanmalarının olmadığı durumlarda ciddi hastalıklara neden olabilmektedir. Ümraniye veteriner kliniği uzman kadrosu bu hastalıkların tedavisinde dostlarınızın en büyük yardımcısı olmaktadır.
Pireler lavralama ile çoğalım göstermektedir. Özellikle uygun yaşama ortamı olduğu zaman kısa süre içerisinde yüzler ve hatta binlerce sayıya ulaşabilmektedir. Kan emmeleri dolayısıyla da kedi ve köpeklerde en dikkat çeken belirtileri güçsüzleşme ve ciddi kaşıntı olmaktadır. En çok ise kulak gibi daha zayıf bölgelerde görünmektedir. Ümraniye veteriner kliniği tarafından uygulanan önleyici hekimlik uygulamaları ile dostlarınıza pirenin bulaşması ve çoğalmasını engellemekteyiz.
Kedi ve Köpeklerde Pire Tedavisi
Kedi ve köpeklerin ilk öncelikle doğumları itibari ile uluslararası alanda yapılan çalışmalar ile belirlenen aşılama takvimine göre aşılarının yapılması gerekmektedir. Aşılama ile birçok hastalığın dostlarımıza zarar vermesi engellenmektedir. Bir diğer yapılması gereken uygulamada parazit ilaçlarının zamanında yapılmasıdır. İç parazit ile tenya ve bakterilerin mide ve bağırsakta hastalığa yol açması engellenirken dış parazit ile pire, kene gibi sıkıntılı böceklerin zararları engellenmektedir.
Pire bulaşan bir kedi ve köpeğin vakit kaybetmeden uzman bir veteriner hekimce kontrol edilmesi gerekmektedir. Ümraniye veteriner kliniği olarak pire tedavisinde hasta olan dostumuzun durumuna göre bir tedavi belirlenmektedir. Pirelerin açmış olduğu tahribata göre öncelikle dıştan pirelerden kurtulmak gerekmektedir. Buda dış parazit ve özel ilaçlar ile yıkama ile olmaktadır.
Daha sonrasında ise dostlarımızın içyapısında pirelerin açmış olduğu sorunlara göre tedaviye başlanmaktadır.
Kedi ve Köpeklere Pire Bulaşmaması İçin Neler Yapılmalıdır?
Kedi ve köpekler oldukça hareketli canlı türleridir. Özellikle kendi türleri arasında yakınlaşarak zaman geçirmektedir. Kediler köpeklere göre daha az dışarı çıksa da bizden ya da başka bir insandan pire kapabilmektedir. Bu nedenle hiç dışarı çıkmasa da uygun zamanları geldiğinde iç ve dış parazit uygulamaları yapılmalıdır.
Köpekler kedilere oranlara daha fazla dışarı çıkmakta, daha çok insan ve hayvan ile temas kurmaktadır. Bu da pire gibi kolay bulaşan canlılara karşı dikkatli olmak gerekmektedir. Köpeklerde ve kedilerde pire bulaşmaması için öncelikle kendilerine zamanı geldikçe aksatmadan dış parazit yapılmalıdır. Ayrıca dostlarımızın yaşam alanlarını kafes yatak gibi yerlerin düzenli ilaçlanması çok önemli olmaktadır.
Evcil hayvanlarda meydana gelen tehlikeli hastalıklara yol açan başlıca etmenler parazitler olarak biliniyor. Çevresel faktörler ya da genetik süreçler ile yavrulara geçen bu parazit ilgili konakta kısa sürede üreyerek oldukça büyük hastalıklara ve ölüme yol açıyor. Ümraniye veteriner olarak hizmet vermekte olan kliniğimiz, yıl içerisinde pek çok kez toksoplasma sebebi ile hastalık kapmış olan kedilerin tedavisini üstlenmektedir.
Toksoplazma Nedir?
Toksoplasma, zararlı bir parazitin yol açtığı hastalıklardan birisi olmakla beraber, kediler yolu ile insanlara geçebilmektedir. İnsanlarda ve kedilerde son derece ciddi problemlere sebebiyet veren bu parazit, gebe kadınlarda düşüğe yol açabilmekte; göz teması ile bulaşma durumunda ise görme kaybına sebebiyet verebilmektedir. Konak olarak hastalığı taşıyan kedilerde ise sakatlığa ve hatta ölüme kadar süreç ilerleyebilmektedir. Hastalığın uzman bir hekim tarafından teşhisinin konulması ve derhal tedavi aşamasına seçilmesi gerekir.
Hastalığın Belirtileri Nelerdir?
Hastalık kedilerde ve insanlarda benzer belirtiler gösterir. Ümraniye veteriner olarak; hem kedilerde hem de kedisi yolu ile hastalığı kapmış olan sahiplerinde aşağıdaki belirtilerin görüldüğünü söylemek mümkündür.
İnsanlarda:
Yüksek ateş
Halsizlik
Mide Bulanması
Gebelerde kanama
Baş dönmesi
Görme bozukluğu
Bilinci kaybetme
Sürekli istifra
Yürümede bozukluk
Kedilerde:
Depresyon
Dengede bozukluk
Gözlere perdenin inmesi
Ağrı ve beraberinde ağlama
Epilepsi benzeri titreme ve ağızdan gelen sıvı nöbetleri
Karın bölgesinde aşırı şişme
Yemeden kesilme
Ağızdan gelen kan
Sebepsiz ölüm
şeklinde kendini gösterebilmektedir. Parazitin yol açtığı hastalık her canlıda aynı etkiyi vermemektedir. Bağışıklığı düşük olan yavrularda daha ciddi sorunlara yol açabilir.
Hastalık Nasıl Bulaşır?
Hastalığın bulaş yolları insanlarda ve kedilerde aşağıdaki şekildedir.
Kedilerde:
Çevredeki diğer canlıların dışkısına temas etmek
Çöplerin olduğu bölgelerden yiyecek toplamak
Parazit taşıma riski çok yüksek olan konakların (fare, böcek, kirpi, güvercin) tüketimi
Salam, sucuk ve türevleri olan işlenmiş çiğ et ürünlerinin tüketilmesi
Diğer kedilerle sık temas
İnsanlarda:
Kedi dışkısına temas sonrası ellerin yeterince yıkanmaması
Et ürünlerinde yeterince iyi pişirmeden tüketim
Yabancı ve aşısız kedilerin sevilmesi sonucu yeterince temizlenememe
Sokak hayvanlarının bulunduğu alanlarda fazla vakit geçirme
Paraziti taşıyan anneye sahip olma
gibi durumlarda bu paraziti vücudunuza almanız mümkündür. Ümraniye veteriner olarak hizmet verirken, hayvanlardaki bulaş durumunu tespit ediyor ve buna istinaden bir tedavi yöntemi belirliyoruz.
Hastalıktan Korunmak İçin Ne Yapmalı?
Ümraniye veteriner kliniği olarak hizmet verirken hem fiziksel ve uygulamalı olarak tedavi sağlıyor, hem de hastalarımızı ve sahiplerini hastalıklara karşı nasıl korunmaları gerektiği konusunda bilgilendiriyoruz.
Toksoplazma sebebi ile meydana gelen sorunlar dolayısı ile tedavi edilemeyen kedilerde ölüme varan sonuçlar görülürken, hastalık insanlarda görme kaybına ve hatta düşüğe kadar yol açabiliyor. Bu sorunun önüne geçebilmek için ise;
Evcil olarak evde bakılan kedinin diğer kedilerle temasının önüne geçilmeli ve kedi dışarıya çıkarılmamalıdır.
Kedinin tuvaleti düzenli olarak temizlenmeli, fazla sıcaklarda kap düzenli olarak yıkanmalıdır.
Özellikle salam, sosis ve sucuk gibi çiğ kategorisine giren et ürünler kediye verilmemelidir.
Tüketilen suların arıtılmış olması gerekmekte, musluk suyu kullanılmamalıdır.
Kedinin maması özenle seçilmeli, kedi düzenli olarak veterinere götürülerek aşılarını olmalıdır.
Hastalık Nasıl Teşhis Edilir?
Ümraniye veteriner kliniğinde hizmet verirken kliniğimize getirilmiş olan hastalarda Toksoplasmadan şüphelenilmesi durumunda, diğer canlılar ile temastan uzak durulması adına, evcil hayvanınızı özel bakıma almaktayız.
Hastalığın teşhisi sırasında baz alınan en önemli unsur kan testidir. Hayvandan alınan kanda enfeksiyon ya da enfeksiyon ile mücadele edildiğine dair antikorlar gözlemlenebilir. Bunun dışında hekim inceleme yaparak gözle görülebilen bulguları inceler. Halsizlik, kusma ya da sarılık gibi belirtiler genelde en çok görülenlerdir.
Bu hastalıktan şüphelenildiğinde, ayda iki kere kan testinin yapılması ve hala plazmanın vücutta yer alıp almadığı kontrol edilmelidir. Evcil hayvanda meydana gelen sorun için sahipleri genelde hastaneye yönlendirilir. Bu plazma insanlar tarafından kolaylıkla vücuttan atılabilen bir problem olmasına karşın bağışıklık sistemi düşük olan kişilerde ya da gebelik dönemindeki kişilerde sorun oldukça büyük olabilir. Ümraniye veteriner olarak teşhis aşamasından sonra vakit kaybetmeden tedavi sürecine geçmekteyiz.
Hastalığın Tedavisi Nasıl Yapılır?
Hastalığın tedavisi sırasında hastanın durumu ve ne kadar geliştiği dikkate alınır. Bu hastalığın gebe olan kedilerde görülmesi durumunda antibiyotik ve verilecek olan ilaç düşüğe sebebiyet verebileceğinden yavruların alınması durumu söz konusu olabilir. Yapılan teşhis sonucunda hastalığın şiddetine uygun olarak antibiyotikler ve ağrı kesiciler verilir.
Ümraniye veteriner merkezinde tedavi görmekte olan hastalar, ortalama olarak 10 günlük süre zarfı içerisinde düzenli takip ve doğru ilaç tedavisinin ardından vücutlarında bulunan hastalıktan kurtulurlar. Hastalığın belirtileri düzenli olarak azalmakla beraber, ilaç tedavisinden sonra verilecek olan kan testinde vücuttaki enfeksiyon ve antikor oranları göz önünde bulundurulur. Hastaya ikinci kez antibiyotik tedavisi hekimin değerlendirmesi sonucu tekrar verilebilir.
İnsanlara bulaşın olması durumunda kişi hastanelere yönlendirilir ve antibiyotik tedavisinde başlanır. Olası etkilerin görülmesi durumunda doğrudan hekimlere başvurulmalıdır.
Evcil Hayvanlarda Bulunan Parazitler Ve Parazit Uygulamaları
Kedi ve köpekler, yaşam alanlarında insanlarla birlikte yaşıyorlar. Bunların bazıları sokaklarda başıboş, bazıları da evcil hayvan olarak evlerde yaşıyorlar. Bu hayvanlar kendi başlarına yeterli temizliklerini yapmadıkları için tüylerinde yaşayan kene, pire gibi asalak hayvanlar insanlara geçebiliyor. Bu asalakların yanı sıra, insan sağlığını olumsuz etkileyecek parazitler de geçebiliyor.
Kedi ve köpeklerde sadece asalak hayvanlar bulunmuyor. Bu hayvanların iç organlarında tenya, solucan ve tek hücreli parazitler bulunuyor. Sanıldığının aksine, evcil hayvanlarınızın tüylerinin size –özel bir rahatsızlığınız yoksa- bir zararı yoktur. Asıl zararı, bu tüylere yapışmış olan parazit yumurtalarıdır. Hayvanlar yeterli temizliği ve hijyeni taşımadıklarında, bu yumurtalar sizlere bulaşıp, hastalanmanıza yol açıyorlar.
Kedi ve Köpeklerde Parazit Nedir, Ne İşe Yarar?
Kedi ve köpekler, genellikle çiğ et ve ne bulurlarsa yedikleri için, vücutlarında birçok parazit bulunabiliyor. Bunlar tek (protozoanlar) veya çok hücreli (metazoalar) canlılar olarak ayrılıyorlar. Bu parazitler ya doğuştan ya da beslenme şekline göre hayvanlara bulaşıyorlar.
Tenya, solucan, kurtlar evcil hayvanlara konakçı olarak yerleşirler ve canlının üzerinden beslenirler. Genellikle, solunum, sindirim sistemi, dalak gibi iç organlara zarar verirler. Leptospiroz hastalığı köpeklerde ateş, hematüri, sarılık, karaciğer ve böbrek yetmezliğine yol açıyor.
İç ve Dış Parazitler Nelerdir?
Birçok kedi ve köpek yaşamlarının bir evresinde bir ya da daha çok kez bağırsak paraziti istilasına uğruyorlar. Bazıları doğuştan taşıyor, bazıları da ilerleyen dönemlerde alıyorlar. Parazitlerin tek ve çok hücreli olmak üzere farklı çeşitleri bulunuyor.
İç Parazitler; Tenya, kancalı kurtlar, kamçılı kurtlar, yuvarlak solucanlar, ince-kalın bağırsak kurtları, kalp kurtları doğuştan veya daha sonra dışarıdan alınan parazitlerdir.
* Tenyalar; Yassı kurtlar olarak bilinen bu parazitler, bazı durumlarda birkaç metreye kadar büyüyebiliyorlar. Hayvanların ince bağırsağında yaşarlar. Çiğ et, kuş-fare ve pire yoluyla da hayvana bulaşıyorlar. Hayvanda ishal ve kilo kaybına yol açıyorlar.
* Yuvarlak solucanlar; Yuvarlak solucanlar beyaz renkli küçük spagetti parçaları gibi olup, uzunlukları 2,5-7,5 cm arasında değişiyor. Yavru köpek ve kedilerde en sık görülen parazit türüdür. Doğuştan, anne sütüyle veya diğer hayvanların dışkı yoluyla hayvanlarınıza bulaşabiliyor. Hayvanın dışkısında yuvarlak şekilde kıvrılmış gibi görebilirsiniz.
* Kancalı kurtlar; Hayvanın bağırsak duvarın yapışıp, bağırsak dokusundan ve kandan besleniyorlar. Çiğ et, kemirgen avı veya parazitli dışkılar yoluyla hayvana bulaşıyor. Köpeklerde, anneden yavruya doğumla geçebiliyor. Gözle görülmediğinden ancak mikroskop yoluyla tespit edilebiliyorlar. Yavru kedi ve köpeklerde kan kaybına yol açabiliyorlar. Bu parazitler minik, beyaz renkli, ince ve ağızları kanca görünümündedirler.
* Kamçılı kurtlar; kalın bir başa ve kamçı benzeri karakteristik bir kuyruğa sahiptirler. Yetişkin olanları kalın bağırsakta, diğerleri ince bağırsakta yaşarlar. Bağırsak duvarına yapışarak, doku ve kanla beslenirler. Başlarını bağırsak içine yerleştirerek, bağırsak zarına hasar verirler. Enfekte olmuş hayvanların dışkıları yoluyla evcil hayvanlara bulaşıyorlar.
* Bağırsak kurtları; uzun, yassı bir banda veya şeride benzeyip, iki kısımdan oluşurlar. Yetişkin olanları ince bağırsakta yaşıyorlar. Kurt olgunlaştığında yumurtalarını bırakıyorlar. Bu yumurtalar da dışkı yoluyla dışarı atılıyor. Bu yumurtalar, sürünen ufak ve beyaz pirinç tanelerine benziyorlar.
* Kıl kurtları; 3 aylıktan büyük yavruları etkiliyorlar. Yetişkin olanlar kalın bağırsakta yaşıyorlar. Bağırsağa yumurta bırakarak, yayılıyorlar. Yumurtalar, enfeksiyona sebep olduktan 3 hafta sonra dışkı yoluyla atılıyorlar. Anneden yavruya veya eneksiyonlu hayvanın dışkısı yoluyla bulaşıyor.
Kalp Kurtları; enfekte olmuş köpeklerin ve kedilerin pulmoner arterlerinde ve kalplerinin sağ tarafında yaşarlar.
Yetişkin kalp kurtları beyaz, ince, ipliksi (veya ip şeklinde) bir şekle ve konik bir başa sahiptirler. Uzunlukları 12-30 cm arasında değişiyor. Ancak enfekte olmuş hayvanların içerisinde yaşadıkları için asla görünmezler.
Enfekte olmuş sivrisineğin ısırması yoluyla bulaşıyorlar. Solunum yollarını etkiledikleri için çok tehlikeli parazit türüdürler.
* Akciğer kıl kurdu; Özellikle köpekleri çok etkileyen ve ölümcül olabilen bir parazittir. Akciğer kıl kurdu, kalp ve pulmoner arterlere yerleşiyor. Yaklaşık 2,5 cm uzunluğunda ince kurtlardır. Hayvanın iç organlarında ve dışkılarında görmeniz imkânsızdır. Köpeklerin, enfekte olmuş salyangozları ve solucanları yemesi sonucunda bulaşıyorlar.
Parazit Uygulamaları Niçin Yapılır?
Kedi ve köpeklerde bulunan iç ve dış parazitler hem hayvanların hem de insanların sağlığı için ciddi tehlike oluşturuyorlar. Özellikle yavru kedi ve köpeklerle birlikte çocuğunuz daha büyük tehlike altında olduğundan bu hayvanların parazit tedavisini ihmal etmemeniz gerekiyor.
Kedi ve köpek gibi evcil hayvanlarda belirli dönemlerde yapılacak parazit uygulamaları, bu hayvanların daha sağlıklı ve canlı olmalarını sağlayacaktır. Bu uygulamalar sayesinde hem hayvanınızın hem de sizin yaşam kaliteniz artacaktır.
Parazit uygulamaları, parazitlere karşı koruyucu ilaçlar olurken aynı zamanda bulunan parazitlere karşı da etkili olmaktadır.
Parazit Uygulamaları Yapılmazsa Ne Olur?
Kediler, patileriyle, temizlik yaptıkları için, tüylerine parazit bulaştırabiliyorlar. Sizin veya başka birinin temasıyla da parazit bulaşabiliyor. Aynı durum köpek için de geçerlidir. Köpekler dışkılamada tüylerine bulaştırabildikleri için, parazit ve yumurtalar tüylere bulaşmakta, temasınızla da size bulaşmaktadır.
Kedi ve köpeklerde bulunan parazitler insanlar için ciddi tehlikeler oluşturduğu için, parazit uygulamasına önem vermelisiniz. Aksi takdirde, hem evcil hayvanınızın hem de sizin ve ailenizin sağlığı ciddi tehlikeye girebilir.
Parazitlerin Neden Olduğu Hastalıklar
Kedi ve köpeklerin iç organlarına yerleşerek, enfeksiyona sebep olan parazitler aynı zamanda bu hayvanların hastalanmasına da yol açıyorlar. Parazitlerin sebep olduğu hastalıklar şunlardır;
1- Kalp kurdu hastalığı; Yetişkin köpeklerde daha çok görülüyor. Akciğerlerde tıkanma, pulmoner hipertansiyon, sağ ventriküller kan hacminde artış ve sağ kalp yetmezliğine sebebiyet veriyor.
2- Askarit enfeksiyonu; Genç kedi ve köpeklerde daha çok görülüyor. Enfekte hayvanlarda karın ağrısı, inleme, karında genişleme, kıl örtüsünde matlaşma, büyümede gerileme ve ishal şeklinde kendini gösteriyor.
3-Kancalı kurt enfeksiyonu; Köpeklerde bulunan türü kan emicidir, kedilerde bulunan ise dokularla beslenir. Hasta hayvanlarda siyah renkli dışkı, mukozalarda solgunluk, halsizlik, zayıflama ve aşırı su kaybetmeye sebebiyet veriyor.
Kedi ve Köpeklerden İnsanlara Geçen Parazitlerin Sebep Olduğu Hastalıklar
1- Kurtlanma; enfekte olmuş kedi ve köpekten bulaşan yuvarlak solucan ve kancalı kurtların sebebiyet verdiği hastalıktır. Mide bulantısı, kusma, ishal, iştah kaybı, kilo kaybı şeklinde kendini gösteriyor.
2- Saçkıran; enfekte olmuş evcil hayvanınızdan geçen bir cilt hastalığıdır. Kaşıntılı, kuru, pullu veya kabuklu; kırmızı döküntüler şeklinde kendini gösteriyor.
3- Giardiyaz; Evcil hayvanın dışkısından bulaşıyor. İshal veya yağlı görünümlü dışkı, karın krampları, mide bulantısı, kusma semptomlar arasındadır.
4- Toksoplazmoz; Kedinin dışkısından bulaşıyor. Kas ağrıları, ateş, baş ağrısı, konfüzyon, nöbetler, kusma, ishale sebebiyet veriyor.
Yaz Aylarında Parazit Uygulamaları
İlkbahar mevsimiyle birlikte havaların ısınması, kedi ve köpeklerin dışarı daha çok çıkması, iç ve dış parazit tehlikesini de yanında getiriyor. Özellikle, pire ve kene gibi dış parazitler sıcak havalarda daha çok evcil hayvanlara musallat oluyorlar. Bunun için hem iç hem de dış parazit uygulamaları yapılıyor.
Dış parazit uygulaması olarak rutin şekilde ense damlası kullanılıyor. Bu damla pire ve bitlere karşı koruyucu kalkan görevi görüyor. Normal şartlarda 2 ay koruma süresi sağlamasına rağmen yaz şartları nedeniyle ayda bir yaptırmalısınız.
İç parazit uygulaması olarak da tablet ve enjeksiyon şeklinde yapılıyor. Bu ilaçların ortalama 2 ay koruma süresi vardır. Yaz aylarında ayda bir yapılmasını önermekteyiz.
Kedi ve Köpeklerde Parazit Uygulama Ücretleri
Her ilin Veteriner Hekimler Odası, 2020 yılı için hayvan sağlığı alanında faaliyet gösteren yerlerin uygulaması gereken asgari ücret tarifelerini belirledi. Hizmet veren bütün kuruluşlar bu asgari fiyat tarifesine uymak zorundadırlar. Bu nedenle, bulunduğunuz ilin Hekimler Odası internet sayfasına girerek veya size en yakın hayvan kliniğine giderek parazit uygulama ücretlerini öğrenebilirsiniz.
Kliniğimizde iç ve dış parazit uygulamaları İHVO alt ücret tarifesinden parazit uygulamaları yapılmaktadır. Veteriner Ücret Tarifesi sayfa 12‘den parazit ücretlendirmesine bakabilirsiniz: veteriner-fiyat-listesi 2020
Uygulama Sıklığı
Parazit uygulamaları yaz aylarında 30-45 gün aralığında diğer aylarda ise 60 günde bir yapılmasını tavsiye ediyoruz. Özellikle dış parazite yaz aylarında dikkat etmek gerekiyor. Yavru kedi ve köpekler için aşı takvimine başlamadan önce parazit uygulamalarının yapılması gerekir. Aşağıdaki linklerden birini kullanarak aşı takvimini inceleyebilirsiniz.
Evimizin neşesi olan ve özel bakıma ihtiyacı olan kediler, zaman zaman hastalanabilir. Hastalığın bir çok nedeni olabilir. Dış etkenlerin yanı sıra, yediği yiyecekten veya bulaşıcı bir nedenden dolayı hastalık meydana gelmektedir. Köpekler için de durum aynıdır. Kedi hastalıkları içerisinde kulak uyuzu çok fazla rastlanan bir durumdur. Aynı şekilde köpek hastalıkları içerisinde de kulak uyuzunu sıklıkla görmekteyiz.
Bu içerikte aşağıdaki başlıkları göreceksiniz. İstediğiniz başlığa tıklayın ve makalenin ilgili kısmına gidin.
Kulak uyuzuna neden olan parazitler, baş, kulak, boyun ve kuyruk bölümünde ortaya çıkabilir. Epidermal doku ve döküntülerle beslenen bu parazitler, iki ay yaşamaktadır. Ancak yayılma ve bulaşma ihtimali vardır. Tüy döken ve cildin görünüşünü bozan bu parazit, vücudun çeşitli bölgelerine hızla yayılabilir. Kedilerde mantar hastalığı ile sıklıkla karıştırılan bir durumdur.
Her hayvanda uyuz vakası farklı şekilde ortaya çıkmaktadır. Kedilerde kulak uyuzu, tek kulakta meydana geldiği gibi aynı anda iki kulakta da meydana gelebilir. Bazı durumlarda sadece kaşıntı ile kendini gösterir. Bazı durumlarda ise kanlanma meydana gelir. Bu hastalık deri altında oluşmaya başladığı zaman kaşıntı artar ve hayvan kaşınmaya başlar. Zamanla kanlanma artar ve akıntıya dönüşür. Bu durumda kedinin tavırları ciddi bir şekilde değişmeye başlar.
Laboratuvar Ortamında Test İşlemi Yapılmaktadır
Dış etkenlerin neden olduğu kedilerde kulak uyuzu, kan birikimine neden olan akarlar paraziti neden olmaktadır. Bu parazit mikroskopla görülebilir özelliklere sahiptir. Gözle görülmeyen ancak mikroskopla görülen akar parazitleri, hızlı bir şekilde çoğalabilir. Kaşıntı, kanama ve benzeri rahatsızlıkların sebebi, mikroskobik inceleme sonucunda kesinlik kazanır.
Kulak derisinin altına kan birikimi olarak tanımlanan kulak hemetomu, kulakta kanlanmaya neden olur. Kulak hemetomu, kedilerde kulak uyuzu hastalığına zemin hazırlayan ve kanlanma ile kendini gösteren bir durumdur. Kanlanmanın meydana gelmesi ile birlikte, kedide görülen en belirgin durum huzursuzluktur. Vücut direncinin azalması ile ortaya çıkan bu hastalık, başka hayvandan da bulaşabilir. Kedinizi uyuza yakalanan kedilerden uzak tutmalısınız. Kısa sürede kedinize bulaşabilir.
[maxbutton id=”1″ ]
Kedilerin Bakımı Yapılmalıdır
Bu hastalığın nedenlerinden biri de temizlik konusudur. Temizliği ihmal edilen kediler kısa sürede uyuz olur ve kaşınmaya başlar. Deride biriken döküntü ve artıklarla beslenen parazitler, temizlenen ve düzenli tüyleri taranan hayvanlarda barınamaz. Kedilerin düzenli beslenmesi, yaşadığı ortamın hijyenik olması ve neşeli olması, hastalanma riskini azaltır.
Temizliği yapılmayan ve gerekli vitaminleri almayan kedilerde meydana gelen kedilerde kulak uyuzu hastalığı, vücudun zayıflaması ve gerekli temizliğin yapılmaması ile birlikte hastalıklar baş gösterir. Kedinizin kulağını düzenli bir şekilde kontrol etmelisiniz ve temizliğini yapmalısınız. Kirli kulağın uyuz olma ihtimali daha yüksektir.
Kulakta biriken ve kanlanmaya neden olan çok hücreli parazitler, Ümraniye veteriner kliniği ortamında teşhis edilmelidir. Veteriner dışındaki tedavi seçenekleri, hayvana zarar verebilir. Özellikle denenmemiş ilaçları kullanmayın. Kulaktan dolma bilgilerle gerçekleştirilen tedavi yöntemleri tercih edilmemelidir. Bir kısım kedilerde kaşıntı olarak ortaya çıkan bu parazitler, bazı kedilerde akıntı şeklinde kendini göstermektedir. Her kedide belirti farklı olabilir. Ancak kesin tanı klinik ortamda yapılan testlerle ortaya çıkmaktadır.
Kedilerde Kulak Uyuzu Nasıl Ortaya Çıkar
Periyodik temizlik işlemleri, her kedi için düzenli bir şekilde yapılması gereken bir işlemdir. Bu temizliğin ihmal edilmesi, kulak parazitlerinin çoğalmasına ve kedilerde kulak uyuzu hastalığının meydana gelmesine neden olur. Kedilere özel sağlıklı ve güvenilir gıdalar, beslenme için önemlidir. Ancak düzensiz beslenme ve yanlış beslenme, kedilerin hastalanmasında önemli rol oynamaktadır. Kedinin vücut direncini ortadan kaldıran yanlış beslenme, vücut metobolizmasının parazitlere karşı direncini ortadan kaldırmaktadır. Parazitlerle mücadelede zayıf kalan vücutta parazitler derinin altında çoğalmaya başlar.
Evinizde kedilerin temiz ortamda yaşaması da önemlidir. Kedilere tuvalet alışkanlığının kazandırılması ve yaşadığı yerde gerekli temizliğin yapılması, parazit oluşumunu engellemektedir.
Kedilerin yaşam alanlarının temiz tutulması ve kedi kumunun kullanılması, hijyenik ortam için önemlidir. Özellikle tuvalet alışkanlığının kazandırılması, kedilerin sağlıklı gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Temizlikte evcil hayvanlara özel temizlik maddesi kullanılmalıdır. Parazit oluşumunu engelleyen özel kedi şampuanları, temizlik için önemlidir.
Kedilerin yaşadığı ortamın sıcaklığı da önemlidir. Sıcağı seven kediler, soğukta kalmamalıdır. Altı saat soğukta aç kalan bir kedinin ölüm riski ortaya çıkmaktadır. Uzun süre soğukta kediler aç bırakılmamalıdır.
Kulak uyuzunun oluşumunu engelleyecektir. Bu konuda unutulmaması gereken en önemli konu, kulak uyuzunun her kedide meydana geldiğidir. Her kedi için bu tehlike söz konusudur. Cinse veya yaşa göre değişiklik göstermeyen bu hastalık, farklı özelliklerle kendini göstermektedir. Sağlıklı olan ve hiç bir şekilde hasta olmayan kedilere bu hastalık rahatlıkla bulaşabilir.
Veteriner kontrolü ihmal edilen hayvanlarda, hastalık riski oldukça fazladır. Özellikle hastalanan ve tedavisi ihmal edilen hayvanlarda ciddi sonuçlar meydana gelebilir. Özellikle bulaşıcı hastalıklar konusuna taviz verilmemeli, en kısa sürede veteriner kontrol işlemi gerçekleştirilmelidir.
Kedilerde Kulak Uyuzunun Belirtileri
Kedilerin kulağında ortaya çıkan kulak kanlanması, kedinin tavırlarında ve normal yaşantısını olumsuz etkiler. Ancak her kulak akıntısı veya her kaşıntı kulak uyuzu değildir. Bu nedenle kesin teşhis için mikroskobik ortamda laboratuvar tahlilleri gerekir. Bunun için deneyimli ve tecrübeli veterinerler tercih edilmelidir.
Her hastalığın kendine özgü belirtileri bulunmaktadır. Bu belirtiler farklı hastalıklara işaret edebilir. Kulak uyuzunun belirtileri şu şekildedir:
1- Bu hastalığın en önemli belirtisi kulak bölümünde meydana gelen kaşıntıdır. Bu kaşıntıda pençelerini kullanan kedi, kaşıntının artması ile birlikte kaşıma işlemini artırmaya başlar. Bu durumda kulak arkasında derin pençe izleri çıkmaya başlar. Kulak arkasındaki derin izler, kaşıntının fazla olduğunu göstermektedir.
2- Zaman zaman meydana gelen kaşıntı, uyuzun yeni başladığını göstermektedir. Kaşıntı sürekli olduğu gibi zaman zaman da olabilir. Bu durumda da klinik tahlillerin yapılması ve kaşıntının gerçek nedeninin tespit edilmesi gerekir.
3- Kulak bölümünde meydana gelen kaşıntı nedeniyle kulak tırmalama, en çok rastlanılan durumlardan biridir. Kulak tırmalamanın yanı sıra başını duvara veya ağaca sürtme gibi hareketler de görülebilir. Kedilerde meydana gelen bu farklı davranış şekilleri dikkatli bir şekilde incelenmeli ve veteriner hekime anlatılmalıdır.
4- Kaşıntı nedeniyle kedi kafasını sallar. Başını sallama işlemini dengesiz bir şekilde yapar. Kaşıntının şiddetine göre baş sallama şiddeti de artmaktadır. Başlangıçta sallama az iken, rahatsızlığın artması ile birlikte baş sallama artmaktadır.
5- Kulak bölümünde siyah, kırmızı veya kahverengi kabukların meydana gelmesi, bu rahatsızlığın en belirgin özelliklerinden biridir. Bu kabuklanma, dışarı çıkan akıntının veya kanın kuruması ile meydana gelmektedir. Derinin altında biriken kanın derinin yüzeyine çıkmasıyla birlikte kabuklanma meydana gelmektedir. Uyuz kontrolü düzenli bir şekilde yapılmalıdır.
6- Kanlanmanın yanı sıra kulakta zaman zaman akıntı meydana gelir. Akıntı kanlı olur. Bu durumda temiz bir bezle silme işlemi yapılmalıdır. Bu akıntı veya kan, başka bir kediye bulaştığı zaman parazit o kediye geçer. Yani hastalık bulaşır.
7- Kanlanmanın neden olduğu kulak kokusu, en bariz belirtilerden biridir. Kulak akıntısına neden olan akıntının kokusu, kedide değişik bir kokunun meydana gelmesine neden olur. Bu değişik kokuyu aldığınızda kedini kulağını kontrol etmelisiniz. Rahatsızlığın belirtileri ortaya çıktığı andan itibaren en kısa sürede veteriner hekime baş vurmak gerekir.
8- Kulağın dış kısmında meydana gelen yaralar da bu kategoride karşımıza çıkan belirtiler içerisinde yer almaktadır. Kulak derisinin altındaki kan yukarı çıkar ve yara şeklinde kendini göstermeye başlar.
9- Bazı kedilerde, boyun ve kuyruk bölümünde döküntü meydana gelebilir. Bu durum parazitin çıktığı bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Kulak arkasında meydana gelen parazit kısa sürede yayılabilir.
Bu belirtilerle karşılaştığınız zaman en yakın zamanda veterinere gitmelisiniz. Bu kategoride dikkat etmeniz gereken husus, veteriner dışındaki seçeneklerdir. Ümraniye veteriner kliniği laboratuvar ortamında gerekli testleri yapmaktadır.
[maxbutton id=”1″ ]
Kedilerde Kulak Uyuzu Tedavi Edilmezse
Kulakta meydana gelen paraziter enfeksiyon yani çok parazitli enfeksiyon, genel anlamda bulaşıcıdır. Mikroskopta fark edilebilen bu parazitler, laboratuvar ortamında tespit edilebilir. Başka bir ortamda uyuz teşhisi yapılamaz. Her kaşıntı, her akıntı ve her kanlanma kulak uyuzu olmayabilir.
Kediden başka hayvanlara bulaşabilen bu hastalık, insana bulaşmaz. Bulaşma direk temasla gerçekleşir. Parazitli kanın kedinin üzerine bulaşmasıyla birlikte parazitler diğer kediye geçer.
Bu nedenle bu hastalığa yakalanan kediler, diğer kedilerden uzak tutulmalıdır. Karantinaya alınan kediler tedavi edilmeden diğer hayvanların içine karışmamalıdır. Karantina, tedavinin bir parçasıdır. Bu nedenle kedilerinizi her zaman kontrol altında tutmanız gerekir. Bakımı yapılmayan ve temizliği ihmal edilen kedilerde, kulak arkası uyuz hastalığı sıklıkla meydana gelmektedir.
Başka kedilere bulaşan bu hastalık, yeni doğan kedilere de kolaylıkla bulaşabilir. Doğum yapan annede kulak uyuzu varsa, yavrusu tedavi edilene kadar ayrı tutulur. Tedavi sonrasında yavru kedi annesine verilir. Doğum sonrasında kedilerde uyuz kontrolü yapılmalıdır.
Bulaşıcı olan ve diğer hayvanlar için tehlike arz eden kedi kulak uyuzu, tedavi edilmediği zaman bütün vücuda yayılabilir. Bu nedenle ilk teşhis edildiği andan itibaren Ümraniye veteriner kontrolünde tedavi edilmesi gerekir. Kulak içine kadar ilerleyen ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilen kulak uyuzu, tüylerin dökülmesine neden olabilir. Kuyruk, kulak arkası ve diğer bölgelere hızla yayılan virüs, kısa sürede tüylerin büyük bir bölümünün dökülmesine neden olur.
Tedavi İhmal Edilmemelidir
Parazitlerin yanı sıra kedinin kulağını sürekli tırmalaması da yaralanmaya neden olabilir. Kediler bazı durumlarda kulağını fazla tırmalar. Kulak arkasını şiddetli bir şekilde tırmalayan kediler, tüylerin dökülmesine neden olur. Kaşıntının yayılması ve artmasıyla birlikte, kedilerde kaşınma hareketleri de artmaya başlar.
Kedilerde meydana gelen kulak uyuzunun tedavi edilmesi, kedinin sağlığı için çok önemlidir. Vücuda yayıldığı zaman tedavisi daha zordur. Ayrıca kulağın dış kısmında meydana gelen bu parazitler, tedavi edilmediği zaman kulağın iç kısımlarına ilerleyebilir. Bu durumda tedavi zor bir hale gelir. Erken teşhiste Ümraniye veteriner seçenekleri tercih edilmelidir. İlk anda tedavi kısa sürede sonuç verir ve tedavi daha hızlı bir şekilde gerçekleşir.
Kulak bölümünde meydana gelen parazitlerin temizlenmesi ve ilaç tedavisi, parazitin kısa sürede ortadan kalkmasında önemli rol oynamaktadır. Kulak temizliğinde farklı sülüsyonların kullanılması veya Ümraniye veteriner tavsiyesi alınmadan sülüsyon tercihinin yapılması, ciddi sonuçları beraberinde getirebilir. Bu nedenle her zaman için veteriner tercih edilmelidir.
Kedilerde Kulak Uyuzu Bulaşıcı mı?
Uyuza neden olan parazitler, dış temas yolu ile başka kedilere geçebilir. Genellikle parazitli olan kanın doğrudan bulaşması ile meydana gelir. Bu durumda yapılması gereken işlem karantina işlemidir.
Hastalığın teşhis edilmesinin ardından karantina için temiz bir ortam oluşturulmalıdır. Tedavi altına alınan kedilerin temiz bir ortamda karantinaya alınması, tedavi sürecini hızlandırmaktadır.
Kedi Kulak Uyuzu İnsana Geçer mi?
Bu konuda en çok sorulan sorulardan biri, kulak uyuzunun insanlara bulaşıp bulaşmadığıdır. İnsan vücudu için her hangi bir problem meydana getirmeyen uyuz paraziti, kediler için tehlikedir. Kulak uyuzu insana bulaşmaz. İnsanlara bulaşmadığı için kedilerde meydana gelen uyuz, sadece diğer hayvanlar için tehlikedir. Dış kulak bölümünde, derinin alt kısmında biriken parazitler, çeşitli yollarla hayvanlara bulaşabilir. Ancak insan için her hangi bir tehlike oluşturmadığı bilinmektedir. İnsanlara bulaşma riski bulunmayan kulak uyuzu parazitleri, çok hızlı bir şekilde hayvanlar içerisinde yayılabilir. Hızlı yayılması nedeniyle Ümraniye veteriner kliniği tarafından tavsiye edilen karantina işlemi edilmemelidir.
[maxbutton id=”1″ ]
Temizliği, beslenmesi ve diğer bakımları ihmal edilen kediler, kısa sürede birçok hastalığa yakalanabilir. Bu nedenle kedilerin bakımının ihmal edilmemesi gerekir.
Köpeklerde Kulak Uyuzu
Köpeklerin kulağında meydana gelen köpeklerde kulak uyuzu, Otodectes Cynotis virüsü nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Otitise neden olan bu hastalığa ototektik uyuz da denilmektedir. Kulak uyuzu olarak isimlendirilen Otodectes Cynotis vürüsü, hastalığın en önemli nedenidir. Bu virüs, temizliği ve beslenmesi ihmal edilen köpeklerde sıklıkla meydana gelmektedir. Köpeklerin bakımı, temizliği ve vitamin takviyesi düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Kulak uyuzu ile köpeklerde mantar hastalığı sıklıkla karıştırılmaktadır. Gezinti ve oyun gibi köpek psikolojini düzenleyen aktiviteler ihmal edilmemelidir. Neşeli ve hareketli bir köpeğin vücut direnci, diğer köpeklere nazaran daha fazladır.
Köpek Kulak Uyuzu Tedavisi
Akıntı, kaşıntı, kabuklanma ve köpeğin tavırları ile kendini gösteren köpeklerde kulak uyuzu, klinik ortamda incelenmesi gerekir. Alınan numuneler mikroskop altında incelenir. Yapılan inceleme sonucunda teşhis konur. Kulak kaşıntısı ve akıntısı, sadece kulak uyuzunda meydana gelen belirtiler değildir. Bu nedenle klinik ortamda mikroskobik inceleme gerekir.
Bu konuda uzman veterinerler, tedavi için en önemli konulardan biridir. Ümraniye veteriner tercihinde, işinde uzman kişiler tercih edilmelidir. Veteriner olmayan veya bu konuda yetkili olmayan kişiler tercih edilmemelidir.
Bu konuda uzman Ümraniye veteriner hekimleri, aşağıdaki tedavi yöntemini tercih ederek hareket etmektedir:
1- Antiseptik solüsyonile kulak temizleme işlemi, veteriner hekim tarafından yapılmalıdır. Bu temizleme işlemi, tedavinin ilk aşamasıdır. Temizleme işleminde, özel solüsyonlarla yapılmalıdır. Ümraniye veteriner kliniği tarafından enfeksiyonun engellenmesi için bu özel solüsyonlar kullanılmalıdır.
2- Temizleme işleminden sonra antiparazit ilaçları kullanılır. Parazitlerin yayılmasını önleyen bu ilaçlar, prosedüre uygun şekilde kullanılmalıdır.
3- Parazitlere karşı etkili antibiyotik de reçeteye yazılmaktadır. Vücut direnci düşen ve parazite karşı etkili olan bu ilaçlar, vücudun direncini artırmak için önemlidir. Köpeklerde kulak uyuzu hastalığının en önemli nedeni olan vücut direncinin azalması, özel antibiyotiklerle artırılabilir.
Köpeklerde Kulak Uyuzu Tedavi Edilmezse
Kedilerde olduğu gibi köpeklerde kulak uyuzu bulaşabilir. Kulak bölümünde akıntı ve kıl dökülmesi ile kendini gösteren bu hastalık bulaşıcı olmasına rağmen paranogzu iyidir. Parazitler çoğalması, hastalığın yayılmasına zemin hazırlar.
Kaşıntı ve akıntı ile kendini gösteren köpeklerde kulak uyuzu, veteriner kontrolünde tedavi edilmesi gerekir. Köpeklerde de uyuz tedavisinde erken teşhis önemlidir. Uyuz ihmal edildiği zaman vücuda yayılabilir ve tedavisi daha da zorlaşabilir. Bu nedenle köpek sahipleri düzenli bir şekilde kontrol işlemi gerçekleştirmelidir.
Kedilerde olduğu gibi köpeklerde de uyuzun en önemli nedeni hijyenik olmayan ortamlardır. Ayrıca temizliği ihmal edilen ve gerekli vitaminleri verilmeyen köpeklerde kulak uyuzu daha çabuk ortaya çıkar. Ebeveyni olan köpeklerin sokak köpeklerinden uzak tutulması gerekir. Sokak köpeklerinde bu hastalık yaygın bir şekildedir. Ümraniye veteriner kliniği kategorisinde, tedavi işlemleri ihmal edilmemelidir.
Huzursuzluk Kulak Uyuzuna Neden Olur?
Hijyenik olmayan ortamlar veya temizliğin ihmal edilmesi gibi problemlerin yanı sıra köpeklerin huzursuz olması da uyuza neden olmaktadır. Köpek sahipleri, köpeklerin strese girmemesine özel göstermelidir. Kapalı ortamda bunalan köpekler düzenli bir şekilde açık havada gezdirilmelidir. Strese giren ve huzursuz olan köpeklerin vücut direnci düşer. Daha çabuk hastalanır.
Kedi panlökopeni (Kedi gençlik hastalığı) kedigillerde görülen bulaşıcılığı yüksek bir hastalıktır. Kedi hastalıkları içerisinde en ciddi hastalıklardan birisidir. Bulunduğu ortamda uzun bir süre yaşabilmekte ve her yaştaki kediye rahatlıkla bulaşabilmektedir. Aşısız kedilerde sıkça karşılaşılan ve yavru kedilerde ölüm oranı yüksek bir hastalıktır. Ümraniye veteriner kliniği olarak bu konuya oldukça önem veriyoruz.
Panlökopeni virusu beyaz kan hücrelerine(lökosit) saldırır ve azalmasına sebep olur. Beyaz kan hücrelerinin azalması ile birlikte bağışıklık sistemi zayıflar ve diğer hastalıklara karşı savunmasını kaybetmeye başlar. İshalle birlikte kırmızı kan hücreleri de azalmaya başlar ve anemiye(kansızlık) sebep olur. Bununla birlikte solunum ve kalp sorunları da görülmektedir.
Kedi panlökopeni virusu köpeklerde görülen kanlı ishal virusu(parvovirus) ile aynı aileden gelmektedir. Kedi hastalıkları içerisinde bulaşıcı özelliği en yüksek hastalıkların başında gelmektedir. Virusun bulaştığı ortam dezenfekte edilmediği taktirde virus söz konusu çevrede 1 yıl yaşabilmektedir. Bu hastalığı atlatmış ve iyileşmiş kediler bu virusu bir süre daha yaymaya devam ederler.
[maxbutton id=”1″ ]
Kedi gençlik hastalığı etken virusu direk veya endirek temasla bulaşabilmektedir. Dışkıyla, idrarla, salyayla, kusmukla veya oral temasla bulaşan bir virustur. Hastalık kedi pireleri yoluyla da bulaşabilir. Hastalığın inkübasyon süresi 3-12 gündür. Bu süre sonrası semptomları görülür. Kedi hastalıkları arasında panlökopeni hastalığı ani ölümlerede sebep olmaktadır.
Kedi Gençlik Hastalığı Belirtileri
Aniden yükselen ateş
İştahta düşüş
Kusma ve ishal(Genellikle sarı renkli kusma ve kanlı mukuslu ishal görülür)
Sıvı kaybı ile birlikte deride kuruluk
Karın bölgesinde ağrı
Kedi Gençlik Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?
Kedi gençlik hastalığı çeşitli kan testi ve dışkı testleri ile rahatlıkla teşhis edilir. Petopia ümraniye veteriner kliniğimizde hastalığın teşhisi ve tedavisini yapmaktayız.
Kedi Gençlik Hastalığı Tedavisi
Tedavi yoğun ilgiyle gerçekleşir. Kedi gençlik hastalığını tedavi eden bir ilaç yoktur. Tedavi semptomlara yönelik olurken bağışıklık sistemini desteklemekle devam eder. Sıvı takviyesi ve ikincil enfeksiyonlara karşı antibiyotik tedavisi uygulanır. Bu hastalığa yakalanmış kedilerde tedavi başarı oranı düşüktür.
Kedi Gençlik Hastalığı (panlökopeni) Nasıl Bulaşır?
Hasta olduğu düşünülen kediler ile temastan kaçınılmalı, ortam düzenli olarak dezenfekte edilmelidir. Dış çevrede çok fazla hastalıklı kedi olduğu için dış ortama çıkarılan kedilerde dikkatli olunmalı olabildiğince temas noktaları azaltılmalıdır. Bununla sizin temas ettiğiniz hastalıklı kediler veya onlara ait dışkı, kusmuk veya salya ile bu hastalığı evinize taşıyabilirsiniz. Bununla birlikte kedi otelleri ve pansiyonlarına kedinizi bırakıyorsanız mutlaka hijyenik ve sağlıklı kedilerin olduğu bir noktayı tercih edin. Petopia ümraniye veteriner kliniği olarak bu konuda dikkatli olmanızı öneriyoruz.
Kedi Gençlik Hastalığı Aşısı
Kedi gençlik hastalığına karşı yapılacak en önemli şey aşılamadır. Kedi gençlik hastalığına karşı karma aşı yapılmakta olup Petopiakedi aşı takvimini inceleyebilirsiniz.
Panlökopeni İnsana Bulaşır mı?
Panlökopeni virusunun zoonoz özelliği yoktur. İnsanlara bulaşmamaktadır.
Evcil hayvan sahipleri çok sevdikleri dostlarının bakımlarında bilgi sahibi olmalıdır. Her hayvanın farklı özelliklerde olması bakım, beslenme gibi alanlarda farklı deneyimler gerektirir. Bu nedenle beslenmeden oyuna, temizliğinden hastalığına kadar hayvanlar hakkında bilgi sahibi olmak, can dostlarınızın yaşayabilecekleri sorunları en aza indirir. Bu alanda hayvanlarınızın yaşadığı tüm sorunlarda ümraniye veteriner kliniği hizmetlerinden faydalanabilirsiniz.
Aşı ve rutin kontrollerin uygulanmasında destek sağlayan kliniğimiz hayvanlarınızın yaşadığı hastalıklarda da teknolojik imkanlardan faydalanarak muayene, teşhis ve tedavilerini yapmaktadır. Acil müdahalelerin de yapıldığı ümraniye veteriner kliniği hizmetlerinde suni tohumlama da yapılmaktadır. Kediler ve köpekler en çok sevilen evcil hayvanlar arasında yer alıyor.
Dostlarınızın karşılaştığı hastalıkları anında fark edebilmek için periyodik kontroller çok önemlidir. Bunun yanında yaşanan en küçük sorunlara bile çok ciddi yaklaşmak hastalıklarının giderilmesinde ilerlemeden tedavi imkânı verecektir. Kedilerde ve köpeklerde en çok karşılaşılan sorunlardan biri de parazitlerdir. Parazit durumunda ümraniye veteriner kliniği teşhis ve tedavi alanında tam destek sağlayacaktır.
Kedi ve köpeklerde iç parazit – Video
Kedi ve köpeklerde dış parazit – video
Kedilerde Parazitler ve Tedavisi
Lisanslı ürünler kullanarak kedinizi ev ortamında tedavi edebilirsiniz. Pek çok kedilerde parazit sorunu mevsimsel özelliklerden kaynaklanır. Özellikle sıcak havalarda parazit sayıları artar. Rutin kontrollerin yapılması iç ve dış parazitlere karşı daima tetikte olmayı sağlar. Tenya iç parazitlerden biridir. Ve kurumuş parçalar bırakır. Ancak kediler pek çok parazitten rahatsız bile olmaz. Kaşıntı ile ortaya çıkabilen bu sorunlar salyalarına karşı alerjik reaksiyon geliştiğinde de fark edilebilir. Kulak uyuzu, kene ve pire gibi parazitler görülebilir. Mantar ve maya gibi gözle görülemeyen kedilerde parazit muayene edilmeden anlaşılamaz.
1.) Kedilerde Dış Parazit Nedir?
Canlının vücuduna girmeden cilt üzerine, dış yüzeyine ve tüyler arasına yerleşen parazit türleridir. Bu parazitler canlının yaşamını kötü etkiler. En çok rastlanan kedilerde dış parazit bit, kene ve pire gibi hayanın teninde yaşayan organizmalar olmaktadır. Kedinin derisi ve tüyleri arasına yerleşen bu parazitler kedinin kanı ile beslenirler. En çok kedinin bel ve ense çevresinde yerleşirler.
Farklı parazit türleri farklı belirtiler gösterir. Ancak ortak belirtileri takip ederek tedavinin daha hızlı sonuçlanması sağlanabilir. Kedinin derisinde görülen kızarıklıklar ve kaşıntılar önemli belirtilerdir. Bu belirtileri tüylerde matlaşmalar takip eder. Derisinde oluşan renk değişimleri ve bazı durumlar da kulak akarları ya da alerji durumları da ortaya çıkabilir.
[maxbutton id=”1″ ]
2.) Kedilere Dış Parazitler Nasıl Bulaşır?
Kene, bit ve pire gibi kedilerde dış parazit çeşitleri çıplak gözle görülürler. Bu parazitler uzun süre kalırsa başka organlarda yeni rahatsızlıklar ortaya çıkar. Mesela uzun süre pire taşıyan kedilerde bağırsak parazitleri görülür. Özellikle yavru kedilerde bu durum kansızlığa dönülebilir. Her durumda ümraniye veteriner kliniği kedinizi muayene eder. Pire tasmaları ya da damlalar ile bu parazitlerde çok kısa bir sürede kurtulmak mümkün olabilir. Kedilere parazitlerin nasıl bulaştığını türlerine göre inceleyebiliriz.
a.) Pireler
Kedi kokusu, sürtünme ve vücut ısısı ile kedilerde parazit çeşidi olan pireler bulaşabilir. Uykudaki larvalar pire haline gelir. Kanını emmek için kedinize atlayabilir. Farklı hayvanlardan ve çevreden pireler bulaşabilir. Her zaman kaşıntıya neden olmayabilirler. Kedinin bacaklarında pire pisliği arayabilirsiniz. Bunu da siyah beneklerle anlayabilirsiniz. Kulak akarlarına başka kedilerden bulaşan pireler, genellikle yavrularda annelerinden geçerler.
Geceleri hareketlenen pireler, deri kaşıntısına neden olur. Kulak akarı olan kedilerde kulak kiri olur. Döküntü üretir. Anneden geçen akarlar yavrularda soruna neden olur. Sırt bölgesinde kepek oluşturan akarlar kaşıntısızdır. Pire öldürücü ile kolayca kedinizi kurtarabilirsiniz. Uyuz adı verilen pireler daha çok köpeklerde görülür. Nadiren de olsa kedilerde görülebilir. Deri taramasında anlaşılabilir. Bu kedilerde dış parazit Selamectin’le tedavi edilmelidir.
b.) Keneler
Uzun çimlerde bekleyen keneler sıcaklıktaki anlık değişimler, titreşim hatta gölgeyi bile fark eder. Kediye yapışır. Kene kedinizin kanını emerek çok fazla şişer ve kolayca görülebilir. Keneyi öldürmek için üzerine alkol dökülebilir. Sonrasında cımbız kullanarak kene deriden çıkarılabilir. Keneler sıkılmamalıdır. Aksi halde kediniz zehirlenebilir.
c.) Bit ve Mantar Hastalığı
Kedilerde nadiren de olsa bitler görülebilir. Yumurtaları ya da kendileri tüylerin içinde görülebilen kedilerde dış parazit türleridir. Mantar teknik olarak parazit değildir. Ancak yaygın olarak görülür ve diğer kedilere, insanlara geçme olasılığı çok yüksektir.
3.) Dış Parazit Uygulaması
Genel olarak uygulanan kedilerde dış parazit aşıları ense damlası olarak bilinir. Bu damlalar ile kedinizi pire, bit, pire yumurtaları, larva ve pupuların gelişmesini engelleyebilirsiniz. Damlalar kedilerde iki ay koruma sağlar. Enfestasyon yoğunluğuna bağlı olarak ve yaz aylarında bir ay süre ile etkili olacaktır. Bu nedenle ayda bir tekrarlanmalıdır. En yaygın olarak görülen kedilerde dış parazit türü yuvarlak solucanladır. Dış ortamda bile varlığını birkaç sene sürdürebilir. Erişkin kedilerde bu solucanların oluşturduğu enfeksiyonlar gözden kaçabilir. Erişkin kedilerde gizli seyreden bu parazitler yavru kedilerde orta ya da şiddetli klinik semptomlar şeklinde görülür. Tedavi edilmediğinde ölümle sonuçlanabilir. Veteriner hekim tarafından uygun görülen anti paraziter programının düzenli yapılması ile hem kediniz, hem de kendiniz için etkin bir korunma sağlanabilir.
4.) Kedilerde İç Parazit Nedir?
Sessiz ve etkili olarak seyreden kedi iç parazit çeşitleri barındıkları canlı içinde uyumlu hareket etmeye özen gösterirler. Çünkü iç parazitlerin hayatta kalması üzerinde bulundukları hayvanın hayatta kalmasına bağlıdır. Kedilerin yüzde 45’i hayatlarının bir bölümünde sindirim sisteminde iç parazitler tarafından enfekte olurlar. İç parazitler kedilerde yaygın olarak görülür. Bu nedenle kedinizin enfekte olduğu zamanlarda yaşadığı semptomları ayırt ederek hayvanınızın daha sağlıklı yaşamasını sağlayabilirsiniz.
5.) Kedilere İç Parazitler Nasıl Bulaşırlar?
Kediniz farklı belirtilerle karşı karşıya kaldığında kedi iç parazit işareti olabilir. Parazitlerin üreme oranları yüksektir. Bu nedenle hayvanınızın yaşamını tehdit ederler. Hayvanın göstereceği belirtiler paraziter enfeksiyon tipine bağlı olarak değişebilir. Kedinizin kedi iç parazit maruz kaldığında yaşayabileceği semptomlar şu şekildedir:
* Yavru kedilerde oluşan iç parazitler gelişim geriliği oluşturabilir.
* Raşitizm
* Anemi
* İshal, kusma ve sindirim sistemi ile ilgili sorunlar
* Tüylerdeki parlaklık kaybı
* Yuvarlak ve şiş bir karın
* sıvı kaybı olarak sıralanabilir.
Bu belirtiler kedinizi zayıflatır. Özellikle kedi iç parazit çeşitleri kediyi bakterilerin ve virüslerin neden olduğu hastalıklara karşı savunmasız hale getirir. Evcil kediler bu parazitlere maruz kalmıyor. Hijyenlerine dikkat edildiğinde bu tür sorunlarla karşılaşılmıyor.
[maxbutton id=”1″ ]
6.) Kedilerdeki İç Parazit Tipleri
Farklı kedi iç parazit çeşitleri farklı belirtilerle ortaya çıkar. İç parazitler genel olarak anüsün çevresinde yumurtalar nedeni ile görülen hafif tahriş haricinde belirti göstermezler. Bu nedenle olağan dışı belirtileri tespit edebilmek adına kediniz ile yakından ilgilenmeniz çok önemlidir.
a.) Kurtlar: Kedilerin dışkısında bulunurlar. Düz ve yuvarlak olabilirler. Tenya çok yaygın olarak görülen bir kurttur.
b.) Yuvarlak solucanlar: Genellikle genç kedilerde görülür. Kedileri en çok etkileyen kedilerde parazit türüdür.
c.) Dişi Bağırsak Kurtları: Günde 300000 yumurta yumurtalayabilen iç parazitler genel olarak kedinin ince bağırsağında bulunur. Yumurtalarını ise dışkı yolu ile koyabilir. Evcil hayvanınızın çevresini etkileyen bu bağırsak kurtları, insanları bile enfekte edebilir. Bağırsak kurtlarının yumurtaları düşük ve yüksek sıcaklıklara dayanır. Beş yıl boyunca bulaşıcı olabilirler.
d.) Kancalı Kurtlar: Yuvarlak kurtlardan daha az yaygın olan kedi iç parazit çeşitleri kancalı kurtlardır. Ancak bu kurtlar bağırsak duvarındaki dokulardan ve kandan beslenir. Bu da kedinizde kan kaybına neden olur. Bu da hayvana daha fazla zarar vermelerine neden olur.
7.) Kedilerde İç Parazit Uygulaması ve Tedavisi
İç parazitler için tablet ve enjeksiyon şeklinde uygulamalar yapılır. İç parazit aşıları kedilere 3 ay boyunca koruma sağlar. Bu nedenle 3 ayda bir tekrarlanırlar. Bu alanda kedilerde parazit tedavisi için veteriner tarafından verilen ilaçlar kullanılmalıdır. Aşılar dışında parazitlerin engellenmesinde hayvanın bulunduğu ortamdaki temizliğe çok dikkat edilmelidir. Çünkü hijyen parazitlerin çıkmasın engelleyen en önemli önlemdir. Kedinizin düzenli olarak gittiği yerlerin dezenfekte edilmesi de önemlidir. Hayvanın dışkısını zaman zaman incelemek kedilerde parazit belirtileri fark etmek için iyi bir yöntem olabilir. Özellikle rutin kontrolleri aksatmamak çok önemlidir. Aşılarını zamanında yaptırmak, hijyene dikkat etmek ve kedinizin yaşadığı her değişikliğe dikkat etmek kedinizin daha sağlıklı ve mutlu olmasını sağlayacaktır.
Köpeklerde Parazitler ve Tedavisi
Yavru döneminden itibaren köpeklerde parazit sorunları görülebilir. Köpeklerin parazitlere karşı düzenli aşılanmaları çok önemlidir. Parazit varlığı fark edildiği anda veteriner hekime götürülmesi çok önemlidir. Sevimli dostlarımız en çok iç parazitlere maruz kalıyor. Ve dış parazitlere göre çok daha tehlikeli sonuçlar ortaya çıkarabiliyorlar. Köpeğinizin hijyenine dikkat etmek ve rutin kontrollerinin düzenli olarak yapılmasını sağlamak daha sağlıklı bir yaşam sürebilmesini sağlayacaktır.
1.) Köpeklerde İç Parazit Nedir?
Dış parazitlerin etkisi ile köpek iç parazit çeşitleri oluşur. Dış parazitler ağız yolu ile iç organlara taşındığında tehlikeli olurlar. Pire ve kene gibi parazitler köpeğe ağız yolu ile bulaşır. Hayvanın farklı iç organlarına girerek organlarının faaliyetleri yerine getirmesini engeller. Özellikle mide ve bağırsaklarda bu parazitlere daha çok rastlanır. Az da olsa kalp ve akciğer gibi organlarda görülür. Bu da solunumu etkileyen durumlar ortaya çıkarır. Köpeklerin yaşam alanı kadar beslenmesi de köpek iç parazit çeşitlerinin oluşmasında etkilidir. Tedavi edilmediklerinde ise çok tehlikeli durumlara yol açabilirler. Bu parazitler köpeklerin vücutları içinde yaşarlar. Canlının organlarından beslenerek büyük zarar verirler. Bu nedenle erken teşhis çok önemlidir.
2.) Köpeklerde İç Parazit Belirtileri Nelerdir?
İç parazitler köpeklerin farklı bölgelerinde çok sayıda görülebilir. Parazitler yavru ve yetişkin köpeklerde ciddi sorunlara yol açabilir. Kansızlık ve zehirlenme gibi sorunlar kimi zaman ölümcül seyredebilir. Bu tehlikeli sonuçlarla karşılaşmamak adına köpek iç parazit belirtilerinin bilinmesi çok önemlidir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
* Karın Şişliği: Yavru köpeklerin karnı şiştiğinde kilo aldığı düşünülebilir. Bunu da sağlık belirtisi gibi görebilir. Yavru köpeklerde karın şişliği iç parazitlerin en önemli göstergesidir.
* Sık Sık Gaz Çıkartma: Parazitler köpeklerde gaz oluşumuna neden olur.
* İshal: Köpeklerin sindirim sistemi üzerinde sorunlara yol açan köpek iç parazit çeşitleri özellikle yavru köpeklerde ishal oluşturur.
* Kanlı- mukuslu İshal: Özellikle yavru köpeklerde bu durum görülebilir. Parazitler bağırsaklarda kanamaya neden olacaktır.
* Anemi: Parazitlerin en büyük belirtisi anemidir. Köpeklerin diş etleri normalden açık ya da solgun renkli ise hatta beyazsa kansızlık sorununu işaret eder. Bu sorunun altında yatan neden ise iç parazitler olacaktır.
* Kilo Kaybı: Köpeklerin sindirim sistemine yerleşen köpek iç parazit çeşitleri köpeklerde kilo kaybına neden olur. Yoğun parazit varlığı mutlaka kilo kaybı oluşturur.
Bunlar dışında iç parazitler iştahsızlık tüylerde matlaşma gibi belirtilerde oluşturabilir. Veteriner hekim farklı bir öneride bulunmaz ise parazitlere karşı köpekler üç ayda bir aşılanmalıdır.
3.) Köpeklerde İç Parazit Türleri Nelerdir?
Sevimli dostlarımızı tehlikeye atabilecek pek çok köpeklerde parazit çeşidi vardır. İç parazitler ise genel olarak bağırsak yollarında bulunur. Bu parazit türleri şu şekilde sıralanabilir.
a.) İnce Bağırsak Kıl Kurtları
Bu parazitler köpekten köpeğe ya da anneden henüz doğmamış yavruya geçebilir. Bu yüzden oldukça tehlikelidir. Rahatlıkla görülebilen bu parazitler köpeklerde gelişim bozukluklarına neden olur. Bunun yanında kusma ve ishal gibi durumlara neden olabilirler.
b.) Kancalı Kurtlar
Bu parazitler daha çok yavru köpeklerde görülürler. Bağırsaklarda faaliyet gösteren kurtlar kancalı dişleri ile bağırsak duvarlarını deşerler. Bu da kanamaya neden olur. Hayvanın ölümüne kadar önemli sorunlara neden olurlar. Acilen önlem alınması gereken bir türdür. Yavru köpeklerde 50- 100 arasında kancalı kurt var ise çok rahat köpeğin ölümüne neden olabilir. Dışkıda ishal ve kan ile ortaya çıkan köpeklerde parazit çeşitleri kusmalarda oluşturabilir. Mikroskopik incelemeler ile anlaşılabilir.
c.) Yassı Kurtlar (Tenyalar)
Anüs çevresindeki kıllardan tespit edilebilen bu tür parazitler hayvanın bağırsak sistemine yerleşir. Hayvanda ishal ve kilo kaybı ortaya çıkarır. Köpeğin gezindiği alanlarda hatta yattığı yerlerde görülebilir. Hareket halinde iken beyaz olan parazitler hem hayvandan hem de döküldüğü yerden temizlenmelidir.
d.) Kalın Bağırsak Kurtları
Ağız yolu ile hayvanın vücuduna giren köpek iç parazit türü sindirim sistemine etki eder. Mikroskobik incelemelerde ortaya çıkar. İshal ve kusma sonucunda kilo kaybı oluşturabilir.
e.) Kalp Kurtları
En tehlikeli sonuçlar ortaya çıkaran parazit türüdür. Sivrisinek ısırması ile hayvana girer. Sonrasında hayvanın kalbine yerleşerek kalbin fonksiyonlarını yavaşlatır. Solunum yollarının etkiler. Bu şekilde pek çok tehlikeli sonuç ortaya çıkar. Tedavisinde başarı şansı oldukça düşüktür.
4.) İç Parazitlerin Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Köpeklerinizin bu tür parazitlere maruz kalmasını önlemek için yapabileceğiniz en iyi önlem hayvanlarınızı bu parazitlerden uzak tutmaktır. Bunun içinde köpeklerde parazit önlenmesinde veteriner hekiminizin önereceği anti parazit ilaçlar üç aylık periyotlarda uygulanmalıdır. Hastalığa yakalanan köpeklerin tedavisi için ümraniye veteriner kliniği hizmetlerinden destek alabilirsiniz.
5.) Köpeklerde Dış Parazit Nedir?
Kaşıntı ve rahatsızlık gibi orta düzey yan etkilerle ortaya çıkan köpeklerde dış parazit sorunu tedavi edilmediğinde çok ciddi sorunlar ile karşı karşıya bırakacaktır. Köpeğinizde görülen en ufak değişiklikleri bile takip etmeniz çok önemlidir. Dış parazitler gözle görülebilir. Bu nedenle kolay bir şekilde tespit edilebilir.
6.) Köpeklerde Dış Parazit Türleri ve Tedavi Yöntemleri
Parazit türü doğru bir şekilde tespit edildiğinde tedavi yöntemi çok daha başarılı olacaktır. Parazit türleri şu şekilde sıralanabilir:
– Pireler: Pireler koyu kahverengi ufak parazitlerdir. Kediler ve köpekler başta olmak üzere pek çok hayvanın tüyleri arasında yaşarlar. Küçük oldukları kadar da hızlıdırlar. Çıplak gözle tespit edilmesi mümkün olmayabilir. Pireler ılık ve nemli ortamlarda yetişir. Bu nedenle içinde bulunduğunuz hava koşullarına bağlı olarak sürekli hayatınızın bir parçası olabilir. Köpeğinizin kanını emerek enfekte edebilirler. Aşırı derecede pireye maruz kalan köpeklerde kansızlık oluşabilir.
Tedavisi: Köpeklerde pire tespit edilmiş ise anında tedaviye başlanmalıdır. Evde uygulanabilecek alternatif metotlar olsa da ümraniye veteriner kliniği hizmetlerinden destek alabilirsiniz. Pireler doğru tedavi edilmediğinde köpeğinizin tamamen kurtulması mümkün olmayacaktır. Köpeğinizi pirelerden arındırmak için ılık su ve özel pire şampuanı kullanabilir. Pire tarağı ile tüylerini tarayabilir. Köpeğin arındığından emin olduktan sonra tüm evi de ilaçlayarak temizlemeniz gereklidir.
– Bitler: Pireye göre daha büyük olan bu köpeklerde dış parazit çeşidi daha kolay bir şekilde tespit edilebilir. Hatta köpeğinizin tüylerini severken eliniz ile fark edebilirsiniz. Bitler yetişkin hale geldiğinde kendini köpeğinizin derisine gömer. Kanını emer ve bu şekilde çoğalır. Bitler çok ciddi bulaşıcı hastalıklara neden olabilir. Bu parazitler köpeğinizde inme olmasına bile yol açabilir.
Tedavisi: Köpeğinizde bit tespit ettiğinizde asla çıplak elle çıkarmayı denemeyin. Özel malzemelerle bit tedavisi yapabilir. Ya da kliniğimizin hizmetlerinden yararlanarak daha profesyonel bir tedavi uygulayabilirsiniz. Köpeğinizde bit ısırığı var ise tüylerin en geç 36 saat içinde bitlerden arındırılması gereklidir.
– Uyuz Böceği: Köpeğin derisine yerleşen bu köpeklerde dış parazit çeşidi mikroskobik ebatlardadır. Fazla bulaşıcı değildirler. Köpeğin derisindeki mikrofauna tabakasının belirli bir kısmını bu parazitler oluşturur. Derideki miktarı artan uyuz böcekleri uyuz hastalığına neden olur. Miktarın artmasındaki etkenler henüz belirlenemese de köpeğin huysuzlanmasından ve kaşınmasından bu parazite maruz kaldığını anlayabilirsiniz.
Tedavisi: Uyuz böceğinin tütüne ve köpeğin cinsine göre tedavi değişebilir. Tedavi de ilk aşamada köpek karantinaya alınmalıdır. Çünkü diğer hayvanlara ve insanlara bulaştırma riski bulunur. Uyuz tedavisi mutlaka veteriner kontrolünde devam ettirilmelidir. Parazit önleyici ilaçlar eşliğinde tedavi devam ettirilir. Tedavide etkili bir diğer faktör ise strestir. Uyuz hastalığı köpeğinizde ciddi oranda kaşıntıya yol açar. Bu parazit köpeğinizin dış görünüşünü de değiştirebilir.
[maxbutton id=”1″ ]
7.) Köpeklerde iç ve Dış Parazit Mücadelesinde Neler Yapılmalıdır?
Yaşam alanlarında hijyen yeteri kadar sağlanmaz ise hayvan dostlarınız kadar önemli sorunlar yaşayabilirsiniz. Köpeklerin sağlığını tehdit eden köpeklerde parazit çeşitleri insanlara da geçebilir. Beraber yaşadığımız evcil hayvanlarımızın sağlığını koruma adına gerekli tedbirler alınmalıdır. Bunun için:
* Parazit taşıma ihtimali bulunan evcil hayvanlar ilaçlanmalıdır.
* Evcil hayvanların temizliklerine dikkat edilmelidir.
* Zamanın iç ve köpeklerde dış parazit uygulamaları yapılmalıdır.
* Periyodik aşı uygulamaları aksatılmamalıdır.
* Gerekli görüldüğünde evlerin dış ve iç ortamları ilaçlanmalıdır.
* Hayvan dışkıları ile kontamine olmuş alanlara gelecek sivri sinek, hamam böceği ve kara sinek taşıyıcı olabilir. Bu canlılarla mücadele edilmelidir.
* Ev hayvanları dış mekanlarda dolaştırılırken dışkı torbası veya eldiven ile dışkılama durumunda dışkının toplanması önemli bir davranıştır.
8.) Köpeklerde İç ve Dış Parazit Tedavileri Ne Zaman Başlar?
Rutin olarak köpeklerde dış parazit uygulaması ense damlası olarak yapılır. İki ayda bir tekrarlanır. Yaz aylarında ayda bir tekrarlanması önemlidir. İç parazitlerde ise enjeksiyon ve tablet şeklinde uygulamalar bulunur. Dış parazit çeşitlerinden olan mide ve bağırsak parazitleri gebe ya da baba olacak köpeklerde çok önemlidir. Yavru köpeklerde parazit tedavileri 6 haftalık olunca başlamalıdır. Oto enfeksiyonu engellemek adına 2- 3 aralıklarla 4 kez tekrarlanması önemlidir. Koruma amaçlı olarak ise iki ayda bir kez parazit kürü tekrarlanır. Özellikle köpeklerde dış parazit tedavilerinde pire kene tasması önerilmez. Bunun yerine kombine olarak pire kene damlası, iğnesi ya da solüsyonu ayda bir kez uygulanmalıdır. İç parazit aşılarını yaptırarak nematod ve sestodların ortaya çıkardığı enfeksiyonlar tedavi edilebilir. Ya da bu enfeksiyonların önlenmesinde kullanılabilir. Bu kombine damla ile kancalı kurtlara, kamçı kurduna karşı üç ay süre ile koruma sağlanır. Bu nedenle 3 ayda bir tekrar edilmesi önemlidir. Köpeklerin düzenli bir şekilde aşılarının yaptırılması parazitlerle karşılaşma olasılığını azaltacaktır. Bu da sevimli dostlarınızın daha sağlıklı yaşam sürmesini sağlayacaktır.
Kedi piresi, genel olarak bakıldığı zaman basık şekilde görünen, vücut yapıları sert hale gelmiş olan ufak ve koyu siyah- kahverengi renkteki böcek türüdür. Uçtukları söylenemez fakat zıplamak adına kullanmış oldukları kuvvetli arka bacakları bulunur. Ağızları oldukça güçlüdür ve bu yüzden kan emecek bir biçimde tasarlanmıştır. Yetişkin olanların, baş üstünde ve yakınında dikenleri bulunur. Bütün bunlar veterinerler bakımından pire türlerinin tanımlamasında kullanmış özelliklerden yola çıkarak açıklanmıştır. Yetişkin pireler, genel şekilde en çok görülen etaptır.
Kedi piresi yumurtalarının çok ufak ve oval biçimli oldukları söylenebilir. Yumurta içerisinden çıkan larvaların oldukça ufak kurtçuğa benzediği bilinir. Pupa etabı, larva bakımından hazırlanan ipeksi kozaya sahip olup, pupa örtüsüne tutunacak yapışkan döküntü ve pislik dış yüzeye sahip gibi görünüm sağlar. Beklendiği üzere ipeksi örtünün onlara gizli görüntü kazandırmasından ötürü görülmeleri çok zordur.
Kedi Piresinin Beslenmesi
Kedi pireleri pek çok pire çeşidinden çok daha fazla olarak ürerler. Kedi pirelerinin en çok konakladıkları yerler; rakunlar, fareler, tilkiler, kokarca türlerinin dışında kedi ve köpeklerdir. Bu potansiyel konak türlülüğü, kimi zaman evcil hayvanı olmayan ev sahiplerinin evlerinin içerisinde yer alan ya da dışarıdaki kaynaklardan ötürü ev içerisinde getirilen kedi piresi ile problem yaşadıklarından dolayı mühim bir unsurdur. Bu yüzden ev sahipleri adına problem pirelenmiş olan yabani hayvanın bacayı ya da döşeme altını işgal etmesinden ortaya çıkabilmektedir. Bununla beraber ev içerisindeki kedi piresi problemi kaynağını, dışarıda dolaşıp, daha sonradan kedi pirelerini eve getiren pirelenmiş evcil hayvan oluşturabilir.
Kedi pirelerinin yaşam döngüsü, tam metamorfozdur. Yumurta evresi, larva evresi, pupa evresi ve yetişkin evre şeklinde tanımlanabilir. Kedi pirelerinin yaşam döngüsü genellikle yaklaşık olarak 1 ile 2 buçuk aya kadar sürebilir ve hayatları yaşamış oldukları ortamın nem durumu ve sıcaklığa göre çok değişir. Yetişkin olanlar, hayvan üstünde yaşayan tek evre olup, dişi erişkin olan kedi pireleri, yeni yumurtaları üretmek adına taze kana gereksinim duyarlar. Dişi pireler, kedi üstüne yumurtalarını bıraktıktan hemen sonra ufak yumurtalar; halı, mobilya arkaları, evcil hayvan yatağının zeminde bulunan çatlaklar gibi yerlere düşerler.
Üreme Hakkında
Yumurtaların bırakılmasından iki gün sonrasında larva evresi yumurtadan çıkacaktır. Bu evrede, larva pupa olmadan önce 5 ile 15 gün kadar sürmektedir. Genel şekilde larva gelişimi adına seçimi yapılan yerler; gölge, korunan ve nemin minimum yüzde 75 ve hava sıcaklığının yaklaşık 20 ile 3 derece olduğu mekanlardır. Bu yüzden pirelerin, bitki örtüsünün yere yakın biçilmiş olduğu, bol güneşli çayırlık sahaların olduğu güneş ve açık yerlerde yaşadıkları söylenemez. Pupa evresi gelişmeye başlayan erişkinlere korumalık yapar. Konak karbondioksit, vücut ısısındaki çoğalma artış ya da dalgalanma olduğu zaman yetişkin pupa kılıftan çıkmak üzre uyarılır. Pupa kılıftan çıkınca erişkin pire hemen geçiş konağının üstüne zıplayarak, 24 ile 48 saat içerisinde kan emmeye başlar. Bu durum, kimi zaman evcil hayvanları olan kişiler tatilden ya da uzun süre olmadıktan sonra, eve dönmelerinin üstüne zıplayan ve aç pirelerle karşılaşmalarının sebebini açıklamaktadırlar. Bununla beraber çevresel koşullar çıkma adına uygun değil ise, pupa evresi yetişkinler çıkmayıp konak aramadan önce aylarca ya da oldukça uzun bir süre kendilerini saklayabilirler. Kedi piresi, larvaları kan ile beslenmezler. Düşmüş oldukları mekanlarda yer alan her çeşit organik döküntüyle beslenirler. Bununla beraber temel besin kaynakları, konak hayvanlardan larvanın yaşamış oldukları yerlere düşen sindirilmeyen ve kurumuş kandan oluşmuş kurumuş yetişkin dışkıdır.
Kedi Piresi Ne Zaman Üremektedir?
Pire üremeleri, iç mekanlarda tüm sene boyu olur. Fakat dış mekanlarda üreme, ılık havası bulunan aylarda ve seçilen nem ve sıcaklığın bulunduğu mekanlarda kısıtlıdır.
Kedi Piresinin Anlaşılması
Pireler, görece şekilde erişkin evrelerde basit biçimde görüldüklerinden ötürü görülmeleri pirelenme bulgusu olabilir. Köpeklerdeki ve kedilerdeki kimi yaygın pirelenme bulguları; hayvanın derisinde bulunan dışkı ya da pislik olması, vücutlarının kıllı yerlerinde pire görülmesi, deride aşırı şekilde tırmalanma, ısırma ya da yalama olması ve kıl dökülmesi şeklinde açıklanabilir. Bir başka kedi piresi bulguları; insanlarda görülür olan pire ısırığı şeklinde tanımlanabilir. Bu çeşit bulgular; ilk ısırma sonrasında yaklaşık şekilde yarım saat sonra ısırılan yerde görülen şişkinlik, kızarıklık, kaşıntı şeklindedir. Isırmadan iki gün içerisinde görülen su toplanması durumu ve ısırılan yerin kanaması, ikincil bakteriyel enfeksiyonlara yol açmış olduğu devamlı kaşınma biçiminde olabilir. Kedi piresi, dünya çapında yayılış gösterir. Türkiye çapında da en yaygın şekilde yer alan pire çeşididir.
[maxbutton id=”1″ ]
Pire Isırıkları ve Pirenin Taşıdığı Hastalıklar
Kedi pireleri, hayvan ya da insan konağından kan emme süreci içerisinde ya da kontamine olan dışkılardan enfeksiyon hastalıkları taşıyabilir. Dünya çapında insanları etkileyen ve yaygın şekilde karşılaşılan pireden kaynaklı hastalıklar aşağıdaki gibi olacaktır;
Tifüs: Pireden kaynaklanan mürin tifüsü şeklinde de bilinen bu hastalıkta pire ısırması sırasında bakteri vücuda girdiği zaman enjekte olan pireden gelen ya da ısırılan yerin tırmalanması sonucunda gelen bakteriler bakımından taşınmaktadır.
Bartonelloz: Doğuda bulunan sıçan ve kedi piresi ısırmaları sayesinde insanlara taşınmaktadır.
Pire Tenyası: Çok sıklıkla çocukların yanlışlıkla pireyi yerse ya da pire dışkılarına temas ederse taşınabilir. Isırılmış bölge temizlenmez ise ve dezenfekte edilmez ise ısırılan yerde ikincil olan bakteriyel enfeksiyon gelişebilir. Isırılan bölge ne kadar çok tırmalanır ise, enfeksiyonun meydana gelme ihtimali bir o kadar çoğalır.
Kedi piresi kökenli rahatsızlıklar ya da evcil hayvanlara etki eden bir başka vaziyetler aşağıdaki gibi olacaktır;
*Pire ısırığı yüzünden oluşan mürin tifüsü,
*Hem köpek hem de kedilerde olan kedi piresiyle taşınan rahatsızlık- Rickettsia felis
*Kedi pireleri bakımından köpeklere taşınmış parazitik kurtlar- Dipetalonema reconditum
*Mikrofilariyal rahatsızlık Acanthocheilonemal reconditum – kedi piresi bakımından köpeklere taşınmaktadır.
Kedi Pireleri Hakkında
Kişinin kedisi dışarı çıkıyor ise pireleri oldukça hızlı biçimde kapabilir. Evin bahçe katında ve pirelerin ulaşacağı yapıda olmasından kaynaklı da bulaşabilir. Yüksek evlerde oturanların kedisine pire bulaşmaz diye bir vaziyetin de olmadığı belirtilmelidir. Pireler ayakkabı yoluyla bile taşınabilir. Pirelerin hayatta kalması adına beslenme kaynakları şeklinde olan kedi türü hayvanlara bulaşması gerekmektedir. Kedilere kuluçka olmuş pire, kediyi ısırmaya, kanını emmeye bununla beraber hemen doğurmaya başlayacaktır.
Kedilere Pirenin Bulaşması
Kedi pireleri bir hafta içerisinde 2000’e dek ulaşabilir. Müdahale edilmez ise kediye oldukça ciddi sağlık problemleri ve acı yaşatabilir. Sayılarının çoğalmadan kediyi rahatsız etmeden önce, acil olarak önlem alınması gerekmektedir. Düzenli şekilde aşıların, damlaların yapılmasıyla kedi pireleri kediden uzak tutulabilir. Normal olan pireler insana gelmez. Ancak kediye bulaşan pirenin türü, kum piresi ise bu durum değişebiliyor. Kum piresi insanı ısırıp, kanını da emebilir. Kum pirelerinden kurtulmak kesindir.
Kedilerde Pire Tedavisi
İlk önce panik yapılacak bir vaziyetin olmadığı söylenebilir. Bu konuda kimse yalnız değildir. Sakin olup, pirelerden kurtulmak adına yapılması gerekenlerin yapılması sayesinde pirelerden kurtulmak mümkündür. Evdeki ya da dışarıdaki kediler bu problemi yaşamaktadırlar. Doğanın kuralı şeklinde bu normal bir vaziyettir. Yapılması gereken ilk şeyin; hemen pire damlası alarak, kedinin ense kısmına uygulanmasıdır. Elbette bu işlem veteriner hekimler sayesinde yapılmaktadır. Ümraniye veteriner dahilinde yapılan bu işlemde, kedinin ensesine tam şekilde yedirilmemesi, kedilerin yalamayacağı biçimde dikkatlice uygulanması gerekmektedir.
Kedilere İlaç Nasıl Verilmektedir?
Dikkatleri isteyen bu işlem bakımında birey deneyimli değilse ümraniye veteriner ile yapılması daha uyumlu olacaktır. Pire damlası etkisi ortalama olarak 3 ay sürmekte. Pireler kedileri ısırdıklarında ölerek, 24 saat içerisinde kediler pirelerden kurtulacaktır. Pireler öldükten hemen sonra kedinin üzerinde olanlar düşecektir. Pireler öldükten hemen sonra kedinin yıkanması gerekir. Burada en çok dikkat edilmesi gereken unsur, her kediye pire damlası yapılmayacağıdır.
[maxbutton id=”1″ ]
Doğal Yöntemlerle Kedileri Pirelerden Kurtarmak
Doğal olarak yapılan her türlü şey bir amaca hizmet eder. Kedi piresi temizliği adına doğal metotların mevcut olduğunu da söylemek mümkündür. Ancak ümraniye veteriner doktorların bu konuda bazı görüşleri vardır. Veteriner doktorların genel olarak bu metotları, zaman kaybı ve fazla bir işlem şeklinde gördüğünü söylemek doğru olacaktır. Ancak şunu belirtmek gerekirse; doğal metotlar her daim daha sağlıklı olmaktadır. Kimyasal etkenler ile yapılan pire damlaları, kedilerin üzerine döküldüğü zaman bazı zararlarının ortaya çıktığını söylemek kesin olacaktır. Örnek olarak damla tedavisi yapıldıktan sonra kedinin bu damlayı yalama riski çok büyük olmaktadır. Bu ise kedilerin zehirlenmesine hatta ölmesine bile neden olabilmektedir. Doğal metotlar ile yapılacak olan tedavi işe yaramaz ise veteriner doktor dahilinde damla uygulamak doğru olabilir.
Sirke ile Kedi Piresi Temizliği Yapmak
Her ev kadınının temizlik esnasında kimyasal olan temizlik ürünlerine karşı seçtiği ürün olan sirke, beta- karoten maddesiyle bakterileri öldürücü özelliğe sahiptir. Asıl konu, sirkenin yapısında yer alan beta- karoten pirelerin panzehiri şeklinde tanımlanabilir. Bu şekilde pirelerden kurtulmak mümkün ve kesindir. Pire temizliğinde en doğal ve en etkili metot sirkedir. Kedide bulunan pireleri temizlemek adına ilk önce ”sprey şişesine” sahip olunması gerekir. Sprey şişesine sirke doldurulduktan hemen sonra kedinin bütün vücuduna dikkatli bir şekilde kedi tedirgin olmadan sıkılması gerekir. Burada mühim olan nokta kedinin kendisini yalamasını engellemektir. Bundan ötürü de fazla kullanılmaması gerekir. Aynı zamanda kedinin genel olarak dolaştığı, yattığı ortamlara sıkılması gerekir. Hem mevcut olan pire temizlenir hem de kedi üstünde var ise düşen pirelerin temizlenmesini sağlar.
Pire Tarağıyla Kedi Piresi Temizlemek
Pire tarağı desteğiyle kedilerin piresi kolay bir biçimde yere dökülebilir. Ancak bu metot çok tavsiye edilmemektedir. Pire tarağının daha verimli kullanılması isteniyor ise; sirke ile tarağın kullanılması gerekir. Burada kedinin cildine zarar verilmemesi gerekir. Bir başka kullanım metodu ise sirke, pire tozu, pire damlası tedavisi sonrasında vücut üzerinde kalan ölü pirelerin düşürülmesi adına tercih edilen metottur.
Pire Tozu ile Pirelerin Temizlenmesi
Veteriner doktorlar bakımından; pire tozu tedavisinin yanlış olduğu söylense bile yaramaz olmayan ve sakin kedilerin pireden arınması adına kullanılan tedavi metotlarından birisidir. Genel olarak pire damlasından sonra gelen bu tedavinin, kedilerin üstüne serpile ve toz ismi verilen ilaç taneciğinin, pireleri öldürmesi ile sonlanan pire temizleme metodudur. Sadece yaramaz olmayan ve sakin kedilerde kullanılmasının nedeni; bu tozların zehirli olmasıdır. Eğer kediler vücutlarının üstünde pire tozu bulunurken yalarlar ise zehirlenebilirler. Bu tedavi neticesinde zehirlenen kedilerin oranının pek fazla olduğunu söylemek mümkündür.
Pire Tasması
Veteriner doktorlardan edinilen bilgilere ve tavsiyeler dayanılarak; kedilerde pireyle mücadele adına pire tasması kullanımı tavsiye edilmektedir. Pire damlası ya da pire tozu kadar etkili olmasa bile kedinin rahatlamasını sağlar. Devamlı sokağa ve bahçeye çıkarılan ev kedilerinde önlem amaçlı şekilde de kullanılır. Pire tasmalarının üstünde pireleri bayıltmak adına üretilen, ağır fosfor maddesi bulunur. Kediler tasmalarından huzursuz olur ya da stres yaparlarsa çıkarmak isteyebilirler. Bu vaziyetlerde ondan önce kişinin kendisi çıkarmalıdır. Çünkü eğer kedi tasmayı yalarsa, bu vaziyet mide ve ağız enfeksiyonuna neden olabilir.
Pire Tasması ile Pire Damlası Birlikte Kullanılır Mı?
Pire tasması tek olarak yetersiz kalan fakat pire damlası ile birlikte kullanıldığı zaman tam olarak koruma sağlayan, pireler karşı alınacak önlemler arasındadır. Pire damlası ile birlikte pire tasması da kullanılabilir. Fakat dikkat edilmesi gereken husus; kedinin rahatsız olarak tasmayı ısırmasıdır.
Yavru Kediye ve Hamile Kediye Pire Damlası Uygulanır Mı?
Yavru kedilerin de pirelerden kurtulması mümkündür. Bunun pek çok yolu bulunur ancak yavru kediye pire ilacı genel olarak önerilmez. Yavru kedilerin annesi yanında ise ve sürt emiyor ise anneye pire ilacı uygulamak yeterli olacaktır. Yavru kedi yeni doğmuşsa pire ilacını direkt şekilde bünyesi kaldırmayacaktır. Kedi, yavruysa ve annesi yanında yoksa kedinin sağlık vaziyeti kaç aylık olduğu gibi unsurlar çok mühimdir. Bunun adına her vaziyette ümraniye veteriner doktorlarından uzman yardımı alınması gerekmektedir.
Hamile kedilerin vaziyetine göre farklılık gösterebilir. Hamile kediye pire damlası yapılması için gebeliğin kaçıncı haftasında olduğu önemlidir. Doğuma yakın olarak pire damlasının yapılması pek önerilmez. Ancak yeni başlayan hamilelik adına kediye pire ilacı uygulanabilir. Elbette pire damlası yapılacak olan kedinin sağlık vaziyeti oldukça önemlidir. Veteriner doktora gösterilmeden yapılacak pire damlası uygulaması bu vaziyette alınacak risk değildir.
Kedi Piresi İnsana Bulaşır mı?
Kedi piresi genel olarak insanlara geçmez. Pireler, kedilerin kendi sıcaklık derecesiyle ilgilenir ve insanları çok fazla ilgi çekici bulmazlar. Ancak kediye bulaşan pire; önceden de bahsedildiği üzere kum piresi ise kişiye de bulaşabilir. Kimi pire türleri insanları da seçmektedir. Isırıkları cilt üstünde belirgin kızarıklara neden olabilir. Devamlı kaşınma vaziyeti yaşanabilir ve çok sıklıkla çoğalırlar. Genel olarak gece uyurken, bacaklardan beslenmeyi tercih eden pirelerden kurtulabilmek adına yapılması gereken 6 değişik olay bulunur. Bunlar;
Eczaneden pire ilacı almak,
Eczaneden eve sıkmak üzere pire spreyi almak. bu metotla pireler hemen ölür ve çok fazla dağılmaya engel olur.
En kesin çözüm ise ilaçlama şirketleri ile irtibata geçip, evin ilaçlatmaktır.
Her çeşit ilaçma sonrasında ilaçlama yapılacak bölgeden biraz uzakta kalmak ilacı solumamak gerekmektedir. Kedi pireleri insana geçerse farkedilmesi, kediye göre daha basittir. Kaşınma ve gıdıklama şeklinde his oluşturmaktadır.
İnsanlar, kediler gibi tüylü olmadığından ötürü deri üstünde pireleri görmek mümkündür.
[maxbutton id=”1″ ]
Pire İlacının Vakti Ne Kadar?
Pire ilacının etki etmesi kedi damlasının markasına göre farklılık göstermektedir. Bununla beraber ortalama şekilde 3 ay olarak açıklanabilir. 3 ayda bir kere olarak düzenli şekilde pire damlası yapılmadı tavsiye edilir.
Pire Damlası Fiyatı
Pire damlası fiyatları şu an 30 ile 55 Lira aralığında satılıyor.
Pire Damlasının Etkisini Göstermesi
Pire damlası genel olarak 24 saat içerisinde pireleri yok eder. Pire ilacının doğru uygulanması ve kedinin yalamaması gerekir.
Pirelerin Kedilere Karşı Olan Zararları
Pireler, senenin 12 ay boyu aktif olan canlılar olsa bile havaların ısınmaya başlamasıyla beraber bu ufak parazitlerin varlığı yoğunlaşmaktadır. Kedilerin ve kedi sahiplerinin kabusu olan pirelerin kendisini sadece kaşınmasına sebep olduğunu düşünülmesiyle yanılmak mümkündür. Pirelerin kedilere zararları içerisinde en hafif olanı kaşıntı olup, bununla beraber kedilere pek çok hastalık bulaştırma riski de taşımaktadır. Bu sebeple pireler ile başka dış parazitler ile etken biçimde mücadele, kedi bakımı hakkında kesinlikle en çok önem verilmesi hususlardan birisidir. Kedi pireleri yaratmış olduğu hastalıklar aşağıdaki gibidir;
Kansızlık (Anemi)
Pireler, yazının başında da belirtildiği üzere, kan emen canlılar olup, yoğun pire olmasında bilhassa söz konusu yavru kediler olduğu zaman anemi, halk arasında bilinen adı ile kansızlığa sebep olabilir. Kediler için kansızlık oldukça ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Bununla beraber kedilerin yaşamını kaybetmesine sebep olabilir. Solgun renk, beyaz diş eti kediler için kansızlık belirtileri içerisinde yer almaktadır. Ümraniye veteriner hekimleri tarafından kansızlık tedavisi uygulanabilir.
Pire Alerjisi
Pireler, kedileri ısırdıkları zaman salyaları kedilerin kanına karışarak, alerjik bünyeli kediler bu salya içerisinde bulunan protein sebebi ile pire alerjisi geliştirebilirler. Kediler için pire alerjisi ısırmış olduğu yeri değil büyün vücudun kaşınmasına sebep olur. Hatta fazla kaşınma nedeniyle kedide tüy dökülmesi, ileri etaplarda yaralar dahi ortaya çıkabilmektedir.
Yaralar
Pire alerjisi bulunmayan kedilerde aşırı kaşınma nedeni ile tüylerini dökebilirler, hatta gayet ciddi yaralar da oluşabilmektedir. Pirelerin sebebiyle devamlı kaşınma kaynaklı yaralar enfeksiyona oldukça açıktır ve genel olarak bu yaralarda ciddi enfeksiyonlar meydana gelir. Bu ise oldukça zor ve uzun tedavi süreci manasına gelir.
Tenyalar
İç parazit türü kediler adına ölümcül olacak kadar ciddi bir problemdir ve pireler kedilerde iç parazit , bilhassa tenya bulaştırırlar. Tenyalar ise yavru kediler adına gerçekten oldukça tehlikelidir. Bu sebepten ötürü kedilerde dış ve iç parazit mücadelesinin beraber yürütülmesi önemlidir. Çünkü dış parazitler, kediler için iç parazit bulaştırma riskini de taşımaktadır. Bundan ötürü pireler ile etkin biçimde mücadele edilerek, kediler pirelerden korunmaz ise iç parazit problemiyle başa çıkmak da olanaksız gibi bir şeydir.
Huzursuzluk
Kimse devamlı istemez. Bu kediler adına da geçerlidir. Pirelerin yüzünden devamlı kaşınmak zorunda kalan bu hayvanlarda huzursuzluk baş göstererek, bütün hayatlarını olumsuz etkilemektedir.
Pirelerden Kurtulmak İçin Neler Yapılmalı?
Limonlu özel solüsyonlar yapabilir. Kedi piresi damlası hususi vaziyetlerde kullanılmamaktadır. Hamile ya da yavru kedilerde bilhassa kedi piresi damlası uzmanlar tarafından önerilmemektedir. Limon kabuğu rende edilerek yarım litre su içerisinde kaynatılmalıdır. Daha sonrasında bir gece dinlendirerek, kedinin tüylerinin üstüne sürülmelidir. Banyo yaptırır gibi yoğun şekilde yapılmamalıdır ve bu ayda bir defa tekrarlanmalıdır. Bunun dışında biberiyeden yararlanmak kesindir. Biberiye de kuvvetli bir pire kovucudur. Aynı limonlu solüsyon hazırlanırken olduğu üzere biberiye de bir çay kaşığına yarım litre olacak biçimde kaynatıp dinlendirdikten sonra uygulanabilir. Bunun dışında biberiye toz şekilde kedi yatağının altına da koyulabilir.
Bir başka metot pire tarağıdır. Banyo yağı su ile seyreltilip, kedilerin tüyleri ıslatıldıktan sonra pire tarağı yardımı ile pirelerden kurtulmak mümkün olabilir. Bu tarak, özel şekilde pet shopta ya da veterinerlerde bulunabilir. Toplanan pireler yeniden kaçmaması adına kenarda kase içerisinde su koyarak içerisine dökülebilir. Pire tozu, pire tarağında olduğu gibi etkili bir yöntemdir. Pire tozu kediler üstünde tüylerinin içerisinde sürülerek de kullanılan çeşitleri olduğu gibi, ev için de bulunmaktadır. Bu yöntemlerin her ikisi de netice almak adına etkilidir. Kedinin yatağı ve oyuncakları sık sık yıkanmalıdır. Evin temizliği, pirelerin yuvarlanıp yerleşmemesi adına gereklidir. Bu sahaların sık sık temizlenmesi atlanmayacak bir noktadır. Çünkü pireler kedilerin üstünde yaşamalarından çok, ev içinde kimi bölgelere yumurta bırakmış olma ihtimalleri bulunur. Bilhassa yastık ya da yatak gibi kumaşlı olan ürünlerin yüksek ısı ile yıkanması gerekir. Aksi halde pirelerden kurtarılan kedi yeniden bu yerlerden pire kapabilir.
[maxbutton id=”1″ ]
Veteriner Hekimlerde Pirelerden Kurtulmak
Pirelerden kesin olarak kurtulmanın kesin yolu veteriner hekimlerdir. Ümraniye veteriner hekimler sayesinde İstanbul’da yaşayıp bu konudan muzdarip olan kişilere yardımcı olunmaktadır. Kedi pireleri hem insan sağlığı hem de kedi sağlığı açısından çok büyük zararlara neden olmaktadır. Ümraniye veteriner doktorları sayesinde kedilerin pirelerden kurtulması mümkündür. Ümraniye veteriner hekimler sayesinde kediler özenle ve dikkatlice tedavi edilmektedir.
Kedi pireleri yukarıda belirtildiği üzere oldukça zor ve acı veren parazitlerdir. Bu yüzden veteriner hekimlere başvurmak, hem kişinin kendi sağlığı için hem de kedisinin sağlığı için faydalı olacaktır. Ümraniye veteriner hekimleri tarafından yapılan tedavilerde pek çok tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Hassaslık ile bu yolları izleyen ümraniye veteriner hekimler işlerinde oldukça başarılıdırlar. Bu yüzden İstanbul’da Ümraniye şehrinde yaşayanlar, kedi piresi sorunları ile karşı karşıya geldiğinde buradaki uzman hekimlere başvurmalıdırlar. Bu şekilde kedi pirelerinden kolay ve sağlıklı bir biçimde kurtulmak mümkün olacaktır.
Kedilerde görülen mantar hastalığının tıp alanındaki karşılığı Trichophytosis’dir. Bu mantar virüsü hemen hemen tüm canlılarda cilt hastalıklarına neden olan bir virüs olarak dikkat çekiyor. Mantar hastalığı genel olarak deri, kıl ve tırnak gibi dokularda görülen kızarıklık, kaşıntı, sulanma ve pullanma gibi belirtiler ile kendisini gösteren bir enfeksiyon türü olarak biliniyor. Eğer ki tedavi edilmez ise mantar enfeksiyonu üzerine başka enfeksiyonlar da dahil olabiliyor. Tedavi edilmemesi durumunda kedilerin tüm vücuduna kademe kademe ilerleyerek etkisi altına alıyor.
Kedilerde görülen ve tedavi edilmeyen mantar hastalığı hızlı bir şekilde tüm vücuda yayıldığı gibi mantar enfeksiyonu özelliklerinden çıkarak uyuz, egzama ve sedef gibi bir takım enfeksiyonlara dönüşebiliyor. Böyle bir enfeksiyon kedilerin tüm tüylerini dökebildiği gibi ciltlerinde derin yaraların oluşmasına da neden olabiliyor. Önlem alınmaması durumunda ortaya çıkacak bir başka sorun ise lenf bezlerinin iltihaplanmasıdır.
Mantar dokusu tedavi edilmemesi durumunda kendi üzerine yeni parçalar ekleyerek çok daha geniş alana yayılabildiği gibi sağlıklı kedilere de bulaşma riski durumunu ortaya çıkarıyor. Bu nedenle kedilerde mantar hastalığının görülmesi durumunda erken teşhis ile tedavilerine başlanmalıdır. Bilinmesi gereken bir başka önemli konu da kedilerde mantar enfeksiyonu olması durumunda insanlara da bulaşma riskidir. Kedilerden insanlara bulaşan tek hastalık mantar hastalığıdır.
Kedilerde Mantar Hastalığında Nelere Dikkat Edilmelidir?
Mantar, genel olarak nemi, sıcağı seven ve bulaşıcı özelliği olan bir enfeksiyondur. Mantar enfeksiyonunun erken teşhis edilmesi oldukça önemlidir. Hızlı yayılan bir özelliğe sahip olması nedeni ile ne kadar erken önlem alınırsa kedilerin tüm vücutlarına etkisi altına alması o kadar önlenmiş olur. Eğer ki bir ev içerisinde birden fazla kesi var ise ve bu kedilerden sadece birinde mantar hastalığı mevcutsa diğer kedilere de mantar enfeksiyonunun bulaşması an meselesidir.
[maxbutton id=”1″ ]
Büyük bir sorun olarak görülen kedilerde mantar hastalığı durumunda kesiler sürekli huzursuz bir durumda olurlar. Bu enfeksiyon kedilerin davranışlarını olumsuz yönde etkiler. Davranışlarının değişmesinden dolayı kedilerde mantar enfeksiyonu sürekli kaşıntı belirtisi ile ortaya çıkar ve kedileri inanılmaz rahatsız eder. Mantar enfeksiyonu kedilerde stres, huzursuzluk, asabiyet, gece yarısı bağırma, etrafa çiş ve kaka yapma eğilimlerinin ortaya çıkmasına neden olur. Aynı zamanda kedilerde mantar hastalığı ile kediler normalinden çok daha iştahsız olurlar.
Mantar enfeksiyonunun kedilerde ortaya çıkardığı en büyük belirtilerden birisi de ateş durumudur. Kedilerin mantar enfeksiyonundan dolayı ateşlenmesi ender görülen bir durumdur. Ancak ateşlenme durumunda yüksek ateş durumları görülebiliyor. Ateş durumunun görülmesinin nedeni mantar enfeksiyonunun tüm vücuda yayılması ile birlikte vücutta ödem ve iltihap gibi durumların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Bu da kedilerdeki tüm sistemi olumsuz anlamda yakından ilgilendiriyor.
Kedi besleyen kişilerin bu belirtilerin sürekli olup olmadığı konusunda takipte kalarak bu belirtilerin olası bir durumda ortaya çıkmasında erken önlem alınması gerekiyor. Çünkü kedilerde mantar diğer canlılarda da olduğu gibi hızlı yayılan bir özelliğe sahiptir. Kedilere verilen tavuklu gıdalar ile kuru ve yaş mamaların mantar yaptığı konusunda görüş bildirilse de bu tür gıdaların kedilerde mantar hastalığı yapmadığı tespit edilmiştir.
Kediler için kullanılan bazı gıdalar da mantar hastalığına neden olmaz ancak mantar hastalığını tetikleme özelliğine sahiptir. Tavuk ve tavuk ürünleri kedilerde mantar yapmaz ancak bu enfeksiyonu etkileyebilir. Bunun ana nedeni tavuk eti ve ürünleri kedilerin deri ve tüy gibi tüm keratin dokularının etkilenmesine neden olur. Kedilerin sürekli tavuk, kaz, ördek gibi gıdalar ile beslenmelerini sağlamak mantar hastalığının tetiklemesine neden olabiliyor. Ancak bu durum her ne kadar tetiklemek ile kalsa da tek başına mantar hastalığı yaptığını söylemek de yanlış olur.
Kedilerde Mantar Hastalığı Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?
Kedilerde görülen mantar hastalığı ilk olarak deri üzerinde bir nokta şeklinde başlar. Oluşan bu noktada ortaya çıkan kızarıklık mantar mikrobunun gelişmesine neden olur. Bu noktada kedilerde hafif ve orta şiddette kaşıntı vakaları görülür. Bu durumu kedilerin bir noktaya sürekli odaklanarak kaşınmasından anlamak mümkündür. Bu sorun göz ardı edilme ya da farkına varılmaz ise kısa bir süre sonra kedilerin tüm vücuduna yayılma özelliği gösterir. Yayılma hızlı olacağı gibi iltihap şekline bürünür ve kedilerde mantar hastalığı boyut atlamış olur.
Genellikle kedilerde mantar hastalığı ilgili bölgelerde tüy dökülmesine de neden olabiliyor. Ancak kesi sahiplerinin bilmesi gereken en önemli özellik kedilerde görülen her tüy dökümü mantar hastalığına işaret değildir. Mantar enfeksiyonuna bağlı olarak ortaya çıkan tüy dökülmesi ile birlikte kedilerde egzama durumları da baş gösterebilir. Bunun için ümraniye veteriner hizmetleri ile bu durumun mantar mı egzama mı olduğunun tespit edilmesi gerekiyor. Veterinerler kedilerin şikayet ettikleri noktalarından deri örneği alarak mikroskobik inceleme yaparak teşhis için önemli adımlar atarlar.
Kedilerden alınan deri dokusu örneği bir sıvı içerisinde bir gün boyunca bekletilir. Sonrasında ise mikroskobik incelemelere tabi tutulur. Bu işlem ile ilgili kedilerde görülen şikayetlerin mantar mı yoksa egzama mı olduğu teşhis edilmiş olur. Kedilerde mantar hastalığının belirtileri arasında tüy dökülme durumları söylense de her mantar hastalığının tüy dökmediği de bilinen bir gerçektir. Hatta bazı mantar hastalıklarında kedilerde kızarıklık bile fark edilemeyecek derecede düşük seviyede olabiliyor. Aynı zamanda beyaz kedilerde deri rengi pembe olduğundan dolayı kızarıklığın farkına bile varılamayabiliyor.
Kedilerde Görülen Mantar Hastalığının Çeşitleri Nelerdir?
Kedilerde görülen mantar hastalığının birçok çeşidi söz konusudur. Özellikle yavru kedilerde yemek yedikten sonra çeneleri ile ağız kenarlarını yalamalarına bağlı olarak ağız ve çene altında oluşan siyah noktalar, çene mantarı, çene uyuzu gibi hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Ağız ve çene kenarında kedilerin yalanmasına bağlı olarak ortaya çıkan artıklar, evrim geçirme özelliği ile mikrobik bir durumun ortaya çıkmasına neden oluyor. Böyle bir durumda mantar enfeksiyonu ağız ve çeneden başlayarak boğaz ve boyun kısımlarına kadar yayılma gösterebiliyor.
Bu belirtilerin kedilerde mantar hastalığı oluşumuna neden olduğu bilinerek vakit geçirilmeden mutlaka bir veterinere başvurmak gerekiyor. İhmal edilmesi durumunda hem kedilerin yaşayacağı rahatsızlık artacak hem de evdeki diğer kişilerin de kedilerde mantar hastalığı ile ortaya çıkan enfeksiyona maruz kalacaklardır. Özellikle kedilerde mantar hastalığı ile ilgili detaylı bilgiler edinmek, diğer kedi sahipleri ile görüşerek bilgi paylaşımında bulunmak kedilerde mantar hastalığı hakkında bilinçlenme adına oldukça önemli bir adımdır.
Uzmandan Yardım Almak Önemli
Birçok kişi kedilerinin mantar hastalığının belirtilerini göstermesi ile birlikte uzman bir destek yerine bu konuda hiçbir yeterli bilgiye sahip olmayan kişilerden bilgi almak istiyor. Yanlış bilinen bilgilere güvenilerek yapılan uygulamalar ile de kedilerde görülen mantar hastalığının iyileşmesine değil daha çok gelişmesine neden olunuyor. Bu nedenle kedilerde görülen mantar hastalığı belirtilerinin gözlemlenmesi ile birlikte mutlaka uzman bir veterinere başvurmak gerekiyor. Bu konuda hizmet veren ümraniye veteriner hizmetlerinde öncelikle kedi sahibinden kedinin şikayetleri dinleniyor. Kedilerin şikayetlerine istinaden ümraniye veteriner tarafından kedi gözlemleniyor.
Gözlemleme neticesinde kedinin davranışları, aşırı ya da orta derecede kaşıntı ve tüy dökme gibi durumları söz konusu ise gerekli tetkikler yapılıyor. Kedilerde bu belirtiler olmasa da deride kızarıklık olup olmadığı ümraniye veteriner hizmetleri kapsamında mutlaka inceleniyor. Bu belirtiler her ne kadar mantar enfeksiyonuna işaret etse de birbirine yakın hastalıklar benzer belirtiler ile ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle kulaktan dolma bilgiler ile değil mutlaka ümraniye veteriner hizmetleri kapsamında bu şikayetlerin incelenmesine olanak sağlanmalıdır.
Kedilerden alınan doku örneklerinin laboratuvar ortamında incelenmesi neticesinde bu şikayetlere neden olan hastalık tam olarak teşhis edilerek kediler için tedavi yöntemleri belirleniyor. Bulaşıcı bir hastalık olan mantar, uyuz ve egzama gibi hastalıkların tespit edilmesi durumunda kediler karantinaya alınarak bu hastalıkların bulaşıcı özelliklerinden insanlar ve diğer canlılar korunuyor.
Mantar Hastalığı İçin Ev Ortamında Alınacak Önlemler Nelerdir?
Kedilerde mantar enfeksiyonu olsun ya da olmasın ev ortamında alınacak bir takım önlemler söz konusudur. Bu önlemlerin başında kedilerin bulunduğu ortamın hijyenik olması, mama kaselerinin düzenli olarak temizlenmesi, tuvalet alışkanlıklarını belli bir yere yapmalarının öğretilmesi alınması gereken en temel önlemlerin başında geliyor. Bunun yanı sıra kedilerin yaşam alanlarının sirkeli su ile temizlenmesi olası bir mantar enfeksiyonunun oluşmasını engelleyen en önemli yöntem olarak dikkat çekiyor.
Kedilerin bakımlarının da periyodik bir şekilde yerine getirilmesi gerekiyor. Özellikle tüylerinin bakımı bu konuda oldukça önemli. Kedilerin tüyleri çeşitli mikroorganizmaların yaşam alanı olması nedeni ile oldukça elverişli. Bu gerçek karşısında kedilerin tüyleri belirli aralıklar ile taranmalı oluşabilecek enfeksiyonlara karşı kedinin korunması sağlanabilir.
Mantar hastalığı ile mücadele için ümraniye veteriner hizmetlerinde olduğu gibi çeşitli bilgilendirmelerin uzman kişilerden alınması atılacak ve alınacak önlemler açısından büyük önem arz ediyor. Hastalıkların görüntüleri ve belirtilerinin birbirine yakın hatta aynı olması nedeni ile belirtilere neden olan hastalığın tam olarak teşhis edilebilmesi için mutlaka tıbbi bir hizmet almak gerekiyor.
[maxbutton id=”1″ ]
Kedilerde Mantar Hastalığı İçin Uygulanan Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Kedilerde mantar belirtileri baş göstermiş ise yapılması gereken ilk iş deri üzerindeki değişim üzerine sirke ya da baticon sürülmesidir. Bu sürme işlemi ile birlikte bölge kuruduktan sonra aynı bölge üzerine çok etkili olan trivazol krem sürülebilir. Normal şartlar altında mantar mikrobu başlangıç aşamasında ise bu uygulamaları bir kaç kez uyguladıktan sonra geçiyor. Ancak mantar enfeksiyonu inatçı bir yapıda ise bu uygulamalar birkaç gün devam etmesi gerekiyor. Bu nedenle bu uygulamalar yapılırken mutlaka gözle takip yapılmalıdır. Uygulama sonrasında enfeksiyonda geçme belirtileri varsa uygulama enfeksiyon bitene kadar uygulanmalıdır.
Belirtilen bu uygulamaların aksine enfeksiyon geçmek yerine daha da yaygınlaşmış ise mutlaka uzman bir veterinere gitmek gerekiyor. Bu nedenle kedilerde mantar hastalığı şüphesi ile ümraniye veteriner hizmetlerinden yararlanmak için mutlaka doku örneğinin incelenmesinin talep edilmesi gerekiyor. Çünkü doku örneğinin incelenmesi ile hastalığın tam olarak teşhisi konulabiliyor. Tam teşhis olmaz ise farklı hastalıklar için farklı tedavi yöntemleri uygulanır. Bu da kedilerin iyileşmesinden ziyade daha fazla rahatsızlık yaşamalarına neden olur.
Göz ile inceleme neticesinde mantar ile egzamanın birbirinden ayırt edilmesi oldukça zordur. Çünkü bu iki enfeksiyon % 90 oranında birbirine benzerlik gösteriyor. Bu iki hastalığın arasında çok az fark vardır ve bu farkları uzman veteriner yapacağı işlemler ile ortaya çıkarabilir. Kedilerdeki mantar hastalığı için ümraniye veteriner hizmetlerinde öncelikle kedilerin hemogram tablosu incelenerek enfeksiyonun kedinin vücudunda ilerleme sağlayıp sağlamadığı, sağlamış ise ne derece ilerleme kat ettiği tespit ediliyor.
Uzman veteriner kedilerdeki mantar enfeksiyonu teşhisi aşamasında hemen iğne vurma ve ilaç vermez. Hastalığa aşama aşama yaklaşır ve hastalığı tam teşhis eder. Enfeksiyonun lenflere ulaşıp ulaşmadığını kontrol eder. Tüm bu işlemlerden sonra da hastalığın anatomisini çıkararak gerekli tedavi yöntemleri belirler.
Kedilerde Mantar ile Benzerlik Görülen Hastalıklar
Kediler cilt ve deri hastalıkları konusunda oldukça hassas canlılardır. Cilt ve deri hastalıkları konusunda yaşamış oldukları bu hassasiyetleri nedeni ile bakım ve temizlikleri de oldukça önemlidir. Bu konularda dikkat edilmesi gereken bir başka önemli konu da kedilerin bağışıklık sistemleridir. Bağışıklık sistemlerinin belli seviyenin altına düşmesi mantar başta olmak üzere birçok cilt hastalıkların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Kedi sahiplerinin veterinere gitmelerinin % 40’ı mantar ve cilt hastalıklarıdır. Bir kedinin derisi ya da kürküne bir şey olmuş ise bunun ana nedeni parazitler, mikroorganizmalar ve mantar enfeksiyonlarıdır. Parazitler kedilerde özellikle kulak arkalarında fazlası ile görülebiliyor. Parazitler oluşumlarından sonra önlem alınmaz ise mantar ve diğer enfeksiyon hastalıklarına neden olabiliyor. Mantar hastalığını içeren tüm belirtiler bir pirenin neden olduğu etkiler ile benzerlik gösterebilir. Bu nedenle bu belirtilerin ortak olduğunu ancak rahatsızlığın ana nedeninin tam olarak ne olduğunun tespit edilmesi gerekiyor.
Kedilere Mantar Tanısı Nasıl Konur?
Veteriner tarafından ele alınan birçok tedavi yöntemi vardır. Deriden alınan doku örneğinin mikroskop ile incelenmesi yönteminin dışında deneme yanılma yöntemleri de uygulanır. Birçok belirtinin birçok hastalığın ortak belirtisi olması nedeni ile yan etkisi olmayan ilaç ve kremler ile tedavi süreci başlar. Tedavi süreci boyunca kedi dikkatli bir şekilde gözlemlenir. Hastalığa neden olan enfeksiyonun iyileşme sürecine girmesi durumunda hastalığın tam olarak ne olduğu konusunda kesin teşhis konmuş olur.
Veteriner tarafından uygulanan bir başka yöntem de kedilerin derisini halkalı solucan olarak nitelendirilen mantar hastalığı olup olmadığını tespit etmek için ultraviyole ışığında incelemeye alabilir. Aynı zamanda maya ve bakteri için smir parazitler için de ufak bir parça örneği alabilir ya da hücresel değişimlerin olup olmadığını anlamak için biyopsi işlemi yapar.
Kedilerde görülen her kaşıntı mantar hastalığı değildir. Kediler beslenmiş olduğu mamalardan kaynaklanan alerjik durumların oluşması nedeni ile de kaşınabiliyorlar. Bu nedenle teknik bir inceleme ile bu kaşıntıların ana nedenleri ortaya çıkarılabiliyor. Özellikle kaşıntı ile birlikte kedilerde görülen iştahsızlık ve depresif durumlar herhangi bir enfeksiyonun habercisi olarak yorumlanabiliyor.
Kedilerde Ortaya Çıkan Mantar Hastalığının Genel Belirtileri Nelerdir?
Kedilerde ortaya çıkan mantar hastalığının birçok genel belirtisi vardır. Bu belirtilerin başlıcaları şunlardan oluşuyor;
Kedilerin sık sık kaşınması tam anlamı ile mantar hastalığına işaret değil ancak ihtimali olan bir durumdur.
Kedilerin derisindeki pigment değişikliği mantar hastalığına işaret eden bir durumdur.
Kedideki kaşıntının mantardan mı yoksa yediği bir besinin ortaya çıkardığı alerjik bir durumdsan olduğunu anlamak için veterinerin önereceği dışlama diyeti yapılabilir.
Kedilerin vücutlarının muhtelif yerlerinde meydana gelen yumru şeklindeki olumlar da mantar hastalığına işaret eden bir durumdur.
Deri üzerinde başlangıç aşamasında ihmal edilmesi ya da farkına verilmemesine bağlı olarak pul oluşumu ve pulların döküntü noktasına dönüşmesi,
Deri üzerindeki ufak boyutlu yaraların üzerinde sulanma meydana gelmesi,
Kedilerin tüylerinin mevsim geçişlerinden bağımsız olarak hızlı ve yoğun bir şekilde dökülmesi mantar hastalığına işaret olacak bir durumdur.
Kedilerin normalinden daha sakin ve huzursuz olması,
Alışılagelmişin dışında aşırı sinirlilik de mantar hastalığı için değerlendirilen belirtilerden birisidir.
Kedilerde Mantar Hastalığının Nedeni Sadece Enfeksiyon Mudur?
Doğru bilinen yanlışlardan birisi de kedilerde görülen her mantar hastalığının ana nedeninin enfeksiyon olduğunun düşünülmesidir. Oysaki kediler, enfeksiyon haricinde bağışıklık sistemlerinin düzensizliğe uğraması ile de mantar hastalığına yakalanabiliyor. İnsanlarda ve diğer canlılarda olduğu gibi bağışıklık sisteminin gerilemesi enfeksiyonlara kapıların açılması demektir. Bu nedenle bağışıklık sistemlerindeki bu değişim neticesinde kedilerin bünyeleri enfeksiyonlara karşı duyarlılıklarını yitireceklerinden çok kolay bir şekilde mantar başta olmak üzere birçok cilt sorunları ile karşı karşıya kalabiliyorlar.
Kedilerde görülen mantar hastalığı belirtilen tüm belirtiler ile kendisini hissettiriyor. Bu belirtilerin görülmesinden sonra olası bir mantar vakası ihtimaline karşı bir takım önlemler alınmalıdır. Özellikle çıplak elle kedilerin tüylerine dokunulmaması gerekiyor. Bunun yanı sıra kedi tüylerinin açık yaralar ile temasının engellenmesi gerekiyor. Kedilerin yaşam alanlarının mantar ve diğer cilt hastalıklarının ürümesini engelleyecek şekilde hijyenik bir şekilde tutulması gerekiyor.
Kedilerde mantar ve diğer cilt hastalıklarının görülmesi durumunda özellikle küçük çocuklar ile kedilerin temas edilmesi engellenmelidir. Çünkü kedilerdeki mantar enfeksiyonu kediden insana geçen tek enfeksiyon olarak biliniyor. Kedilerin bastıkları yerlere çıplak ayak ile basılmaması da alınması gereken önlemlerden birisidir. Çünkü mantar ve diğer cilt hastalıklarına bağlı enfeksiyonlar parmak aralarında ve tırnak üzerinde kendisine yer edinebiliyor.
Kedilerin mantar ya da diğer cilt sorunlarına maruz kaldığına dair bir şüphe söz konusu ise kesin bir teşhis konana kadar cilt ve deri hastalıkları uzmanına konu ile ilgili muayene olunarak doktorun önerdiği ilaçların kullanımına başlanabilir. Kedilerin mama kasesi içinde bulunan mamaların günlük olarak değiştirilmesi gerekiyor. Mamaların uzun süre kase içerisinde kalması bir takım bakterilerin oluşumuna neden olduğu için bu durum başta mantar olmak üzere birçok cilt rahatsızlığının kapısını aralayabiliyor.
Kedilerin mantar benzeri cilt hastalıklarına yakalanmaması için dikkat edilmesi gereken bir başka önemli konu da kedilerin beslenme alışkanlıklarının normal düzeyde tutulmasıdır. Çünkü beslenme bozuklukları kedilerin bünyelerinde dalgalanmalar meydana getirdiği için mantar şikayetlerinin oluşması için zemin oluşturuyor.
Kedilerde Görülen Mantar Hastalığı Nasıl Bir Hastalıktır?
Kedilerde görülen mantar hastalığı oldukça hassas bir hastalıktır. En son noktaya kadar yok edilmediği sürece hızlı bir şekilde yeniden yayılma özelliğine sahip olması ile biliniyor. Bu nedenle tedavi edilirken mantar enfeksiyonundan en ufak bir parçanın kalmamasına dikkat edilmesi gerekiyor. Mantar hastalığının kuluçka süresi kısa süre içinde gerçekleştiği için hızlı yayılma özelliği söz konusudur. Kuluçka sürecinde mantar hastalığına bağlı herhangi bir belirti görülmez. Kedilerin kaşınmaya başlaması ve tüylerinde gözle görülür bir dökülme söz konusu ise mantar virüsünün kuluçkadan çıktığı anlaşılır.
Kedilerden İnsanlara Bulaşan Mantarlar İnsanlarda Hangi Çeşit Mantarlara Dönüşür?
Kedilerden insanlara bulaşan mantar enfeksiyonu tek bir bakteri türü olarak bulaşsa da insan vücuduna bulaştıktan sonra mutasyona uğrayarak farklı mantar çeşitleri olarak kendisini gösteriyor. Kedilerden insanlara bulaşan ve insanlarda vücut mantarı olarak ortaya çıkan bu mantar türü genellikle genç ve orta yaş gruplarında görülebiliyor. Tedavisi konusunda endişe edilecek bir durum söz konusu değildir. Hafif bir tıbbi müdahale ile hastalıktan kurtulmak mümkün.
Kedilerden insanlara bulaştıktan sonra kendisini belirgin bir şekilde gösteren mantar türü ayak mantarı olarak biliniyor. Ayak mantarı en sık rastlanan mantar türü olmasından dolayı bu konuda sorun yaşayan birçok kişi söz konusudur. Ayak mantarında tırnaklar sarı renge bürünürken ayaklar ayakkabı içerisinde sürekli terleme nöbetleri ile karşı karşıya kalır. Ayakların gün içerisinde ayakkabı gibi kapalı bir ortam içerisinde kalması bu mantarda kurtulmak diğer mantar çeşitlerine göre daha zordur.
Kedilerden bulaşarak insanlarda kendisini farklı bir biçimde gösteren bir başka mantar türü de kasık mantarıdır. Kasık mantarı üretral bölgede bacaklar ile kasık bölgesinin birleştiği alanda kaçıntı ve döküntü şeklinde kendisini gösterebiliyor. Ayak mantarından sonra kapalı bir alana sürekli maruz kalan bu bölgedeki mantarın tedavi edilmesi zaman alabiliyor.
Kedilerden bulaşan ancak önlem alınmadığı takdirde insanların bağışıklık sistemini tehdit eden mantar türü ise maya mantarları olarak biliniyor. Bu tür mantarlar için belirtilerin hissedilmeye başlanması ile birlikte zaman geçirilmeden mutlaka muayene olunmalı ve tedaviye başlanmalıdır.
[maxbutton id=”1″ ]
Mantar Hastalığı Kedilerde En Çok Nerede Görülür?
Kedilerde mantar enfeksiyonunun sıklıkla görüldüğü belirli bölgeler söz konusudur. Özellikle pati olarak belirlenen el ve ayak bölgelerinde yer alan parmak aralarında ve tırnak içlerinde yuvalanma yapar. Bu bölgeden başlayan hastalık zamanla önlem alınmaması durumunda tüm vücuda yayılabiliyor. Mantar enfeksiyonunun sıklıkla görüldüğü bir başka bölge de kedilerin kulak içidir. Bu bölgelerde yoğun bir şekilde oluşan akıntılar mantar enfeksiyonunun oluşumunda etkili olabiliyor.
Kedilerin sıvı mama yemeleri ile birlikte mama artıklarının çene kısımlarına bulaşması ve çene kısmında yer alan tüylerinin içine nüfuz etmesi ile birlikte zamanla mantar bakterisinin gelişimine neden olabiliyor. Çene kısmından başlayan mantar kedinin tüm yüz ve kafa kısmına kadar yayılma gösterebiliyor. Bu bölgelerden de sırt ve karın kısımlarında etkili olarak etkili bir tüy dökülmesini sağlıyorlar.
Barınaklardan Alınan Kedilerde Dikkat Edilecek Hususlar
Birçok hayvan sever kedi sahiplenmek için barınaklara başvuruyor. Özellikle pet shoplardaki kediler yerine barınaklarda sahiplenmeyi bekleyen bu minik dostlar barınaklardan alınarak yeni sahipleri ile yaşamlarını sürdürüyorlar. Ancak barınaklardan kedi sahiplenme işleminde hayvan severlerin dikkat etmesi gereken önemli hususlar vardır. Bilindiği gibi barınaklar kesi sayısının fazla olduğu yerler olarak biliniyor. Bu nedenden dolayı da bir kedide görülen bir enfeksiyon diğer kedilere çok kolay bir şekilde yayılabiliyor.
Hayvan severler barınaklardan kedi sahiplenme işlemi ile ilk yapacakları iş kedilerin uzman bir veteriner tarafından genel çaplı muayenelerinin yapılmasıdır. Barınaklardaki kedilerde en sık görülen hastalıkların başında kedilerde mantar hastalığı geliyor. Özellikle barınak ortamında hastalığın hızlı bir şekilde yayılması ve sürekli bir devir daim şeklinde kendisini göstermesi hastalığın sürekli tekrarı anlamına geliyor.
Kedilerde görülen mantarlar hakkında az da olsa bilgi sahibi olan hayvan severler barınakta bulunan kedilerin hangisinde mantar hastalığı olabileceğini anlayabiliyorlar. Hem kedilerin sağlığına kavuşması hem de sahiplenerek daha sağlıklı bir yaşam sürmelerini isteyen hayvan severler mantar virüsü olan kedileri veteriner hizmetleri ile sağlıklarına kavuşturabiliyorlar.
Kediler başta olmak üzere ev ortamında beslenen tüm hayvanlar için hayvan severlerin bilinçli olması kedilerin ve diğer canlıların olası bir hastalıkları durumunda hastalıklarından çok daha kolay kurtulmalarına olanak sağlıyor. Bilinçsizce yapılacak her bir işlem ve atılacak her bir adım hem hastalığın devamını sağlayacak hem de bu hastalıkla yapılan mücadeleler için harcanan bütçelerin artmasına neden oluyor.
Kedilerin daha sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürmesi için kulaktan dolma bilgiler ile değil bilimsel temeli olan bilgiler ile bakımlarını yerine getirmek küçük dostlarımızın sağlıkları açısından büyük önem arz ediyor. Hastalıkların kedilerden insanlara bulaşması durumu söz konusu olmasına rağmen endişe edilecek bir durumun olmadığını uzmanlar açıklıyor.
Ümraniye veteriner kliniği, Petopia markasıyla kurumsal veterinerlik, petshop, kuaförlük ve pet otel hizmeti sunan veteriner kliniğidir. Ümraniye’de rahatlıkla ulaşım sağlayabileceğiniz merkezi bir konumda yer almaktadır.
ACİL İLETİŞİM
Acil iletişim 09:00 – 22:30 0545 402 83 85
ADRES
Atakent Mahallesi Alemdağ Caddesi No:376/A Ümraniye İstanbul
Takip edin
Sosyal Medya
Petopia® veteriner kliniğini sosyal medyada takip ederek daha yakından tanıyın.